30 Temmuz 2017 Pazar

Osmaniye’den İlk Hac Kafilesi yola çıktı

Temmuz 30, 2017 0
Osmaniye’den İlk Hac Kafilesi yola çıktı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Hac ibadetinin yerine getirecek Osmaniye’den 36  kişi, İmamı Azam Camisinde düzenlenen törenin ardından kutsal topraklara uğurlandı.

İmamı Azam Camisi'nde düzenlenen  Düziçi, Kadirli, Toprakkale, Hasanbeyli, Bahçe, Sumbas ilçelerinden gelen hacı adayları ile yakınları katıldı.

İlahilerin okunduğu uğurlama töreninde kafilede yer alan hacı adayı Döne Güzel, 8 yıldır hac ibadetini yerine getirmeyi beklediğini belirterek, " çok sevinçliyim Allah bugünleri bizlere nasip oldu.  Allah herkes nasip bana nasip ettiği gibi. İnşallah hac görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye gayret edeceğiz. Müslüman alemi için vatanımız için milletimiz için bol bol dua edeceğiz" dedi.

Babasını hacca yollayan Mustafa Türk 10 yıldır bu günü beklediğini belirterek, "Babamı hacca yolladık. Allah’a şükürler olsun ki 10 yıl sonra bu günü görmek nasip oldu. İnşallah hayırlısıyla hac ibadetini yerine getirip dönecek" diye konuştu.

Hacı adayları İmamı Azam Camisi'nde düzenlenen uğurlama töreninin ardından yakınları ile vedalaşarak kutsal topraklara gitmek için otobüslerle Adana Havaalanına hareket etti.

Tarsus İdman Yurdu Yomraspor'u 3-0'lık Net Bir Skorla Geçti

Temmuz 30, 2017 0
Tarsus İdman Yurdu Yomraspor'u 3-0'lık Net Bir Skorla Geçti
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

3. Lig 3. Grupta Osmaniyespor Fk’nün rakipleri arasında yer alan Tarsus İdman Yurdu sezon hazırlıklarına devam ediyor.
Sezon öncesi 2.etap çalışmaları kapsamında Nevşehir'in Avanos bölgesinde kampa giren Tarsus İdman Yurdu yaptığı ilk hazırlık karşılaşmasından 3-0 galibiyetle ayrıldı.
İlk yarıyı rakibine göre daha üstün bir oyunla Ferhat ve Ergun'un 2 golü ile 3-0 önde tamamlayan Tarsus temsilcisi Anıl, Sefa, Serkan, Onur, Fırat, Abdurrahman, Yasin, Ferhat, Alper,Samet,Ergün 11'i ile çıktı.
Tarsus İdman Yurdu 2.yarıda ise sahaya; Murat,,Furkan,Cemal, Burak, Turgay,Gurbetçi, Erhan,Osman, Sertaç,Emre, Akın 11'i ile çıkarken 2. yarıda başka gol olmayınca maç 3-0 üstünlüğümüz ile sona erdi.
Tarsus ekibi maçın ardından yenileme idmanı yaparken, daha sonra kamp yaptığı otelde dinlenmeye çekildi.

Dikkat!.. Kalp krizine kulaç

Temmuz 30, 2017 0
Dikkat!.. Kalp krizine kulaç

En Son Sağlık Haberleri

Takvim'de yer alan habere göre Yrd. Doç. Dr. Yavuz Örnek, "Deniz gibi tuzlu sulara girmek ve uzun süre kalmak, tuza bağlı tansiyon hastaları için risklidir. Risk, suda kalma süresi uzadıkça artar" dedi.

Tuzlu sularda uzun süre kalınca sudaki çözünmüş tuzun bedene difüzyonla geçtiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Örnek "Bu da vücuttaki tuz oranını artırarak tansiyonu yükseltir ve kalp krizine sebep olabilir. Denizden çıkınca mutlaka tatlı suyla durulanmalı" uyarısı yaptı.

Örnek, sağlıklı kişiler için yüzmenin pek çok faydası olduğunu da vurguladı.

Parkinson erkekleri seviyor

Temmuz 30, 2017 0
Parkinson erkekleri seviyor

En Son Sağlık Haberleri

Takvim'de yer alan habere göre Nöroloji uzmanı Dr. Öner Yalın, Parkinson'un dopamin üreten beyin hücrelerinin kaybıyla ortaya çıktığını belirterek, "Bu hastalık az da olsa gençlerde görülebilmektedir. Erkeklerde görülme olasılığı daha fazladır" diyor.

Parkinson'un sinsi ve ilerleyen bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Yalın, şöyle devam ediyor: "İlk başta vücutta titremeler, kas spazmları oluşur. Uykuda yumruk ve tekme atmak, yataktan düşmek gibi belirtiler de verir. Hastalığın nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Genetik yatkınlığı olanlarda görülür. Bazı kimyasallar hastalığı tetikler. İlaç tedavisi uygulanır."

Öldüren karışım: çamaşır suyu+tuz ruhu

Temmuz 30, 2017 0
Öldüren karışım: çamaşır suyu+tuz ruhu

En Son Sağlık Haberleri

Vatan'da yer alan habere göre Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Yanturalı, iki maddenin karışmasının nefes darlığı, astım benzeri hışıltılı solunum, gözlerde yanma bulgularıyla ortaya çıkan solunumsal zehirlenmeye yol açtığını kaydetti.

Acil servislere başvuranların hemen hepsinin “Temizlik yaparken tuz ruhu döktüm, daha temiz olsun diye üstüne de çamaşır suyu boşalttım ve bir gaz çıktı, nefesim daralmaya başladı” dediklerini belirten Prof. Dr. Yanturalı, bu durumun dünya tıp literatürüne girdiğini söyledi.

Dikkat! Risk altında olabilirsiniz!

Temmuz 30, 2017 0
Dikkat! Risk altında olabilirsiniz!

En Son Sağlık Haberleri

Yeni Asır'da yer alan habere göre neredeyse günümüzün moda hastalığı haline gelen, halk arasında kulunç olarak da bilenen, yumuşak doku romatizması anlamına gelen "fibromiyalji" pek çok kişiyi etkisi altına alıyor. Kesin tanı konulmasının oldukça zor olduğunu belirten Algoloji (Ağrı) Uzmanı Prof. Dr. Kader Keskinbora, fibromiyaljinin yüzde 80 oranında mükemmeliyetçi kadınlar ve işkoliklerde görüldüğüne dikkat çekiyor...

AĞRI SEBEBİ

Fibromiyalji; boyun, sırt, boyun, omuz ve kalçalarda bir türlü geçmek bilmeyen tutulmalar, kas ağrılarına neden oluyor. 3 aydan uzun süren yaygın kas-eklem ağrısı, vücutta bazı hassas ağrılı noktalar, yorgunluk, sabah tutukluğu ile karakterize kronik bir hastalık olan fibromiyalji her yaşta ve her iki cinste de görülebiliyor.

Ancak sıklıkla 25-60 arası ve kadınlarda, erkeklerden daha fazla rastlanıyor.

Özellikle mükemmeliyetçi kadınlar ve işkolikler risk altında!

UYKU BOZUKLUĞU

Strese bağlı olarak gelişen tutulmalar, beyin ve çevre sinirler arasındaki iletimde görev alan serotonin ve adrenalin gibi bazı kimyasal maddelerde eksiklik veya bozukluğa neden olabiliyor. Vücutta ağrı algılanmasında önemli olan bu maddelerin eksikliği üzerine eklenen, aşırı stres ve endişe ise durumu daha karmaşık bir hale getiriyor.

Son çalışmalar depresyon, uyku bozukluğu ve çevresel faktörlerin fibromiyalji yakınmalarını kısır döngüye çevirdiğine dikkat çekiyor.

Tedavide öncelikle serotonin ve adrenalin maddelerini yerine koyan antidepresanların kullanımı büyük önem taşıyor.

TEK SEANS RADYOFREKANS

Beraberinde yapılması gereken boyun, omuz ve sırttaki ağrılı tetik noktalara radyofrekans tedavisi uygulamasıdır. Radyofrekans akımı üreten özel bir jeneratör ve bu akımı dokuya ileten bir radyofrekans iğnesi ile ağrılı tetik noktalara girilerek radyofrekans akımı pulsed modunda 10 dakika uygulanır.

Yapılan çalışmalarda başarı yüzde 70 oranındadır. Hastaya uygulama bir kez yapılır ve ortalama 6 ay ila 2 yıl süresi boyunca hastaların boyun ve sırt ağrıları azalır. Pulsed radyofrekans akımı uyguladığı bölgede doku hasarı yapmadan ağrı sağaltımı sağlar, bu nedenle bu işlem hastaya tekrar tekrar uygulanabilir.

Mucize bebek Dağhan!

Temmuz 30, 2017 0
Mucize bebek Dağhan!

En Son Sağlık Haberleri

Yeni Asır'da yer alan habere göre Antalya'da 24 haftalıkken 800 gram dünyaya gelen, bağırsaklarındaki çürüme ve delinme nedeniyle ameliyata alınan, 3 ay yoğun bakımda kalan Dağhan Erturhan bebek, doktorlarının başarılı müdahalesiyle, anne ve babasının sevgisiyle hayata tutunmayı başardı.

Mimar anne 32 yaşındaki Ezgi Akgün Erturhan, Dağhan bebeğin 24 haftalık doğan bir mucize olduğunu söyledi. Erturhan, anne karnında 21 haftalıkken ultrasonografide bazı şeylerin ters gittiğinin saptandığını, çeşitli önlemler alınmasına rağmen bebeğin karnında 24 hafta durabildiğini belirtti. Doğumdan sonra doktorların 'Her an her şey olabilir' dediğini kaydeden Erturhan, bir hafta sonra Dağhan'ın durumunun kötüleştiğini, bağırsaklarındaki çürüme-delinme nedeniyle acil ameliyata alındığını aktardı. Anne Erturhan, "Ameliyattan sonra 'Yaşayabilir de yaşamayabilir de' dendi. Durumunun ağır olduğu anlatıldı, her şeye hazırlıklı olmamız gerektiği söylendi. O ameliyat, hayatımızın en kötü ve en uzun saatleriydi. Ama Dağhan başardı" dedi.

NEFESSİZ ÇALIŞTIM

Anne Erturhan ameliyattan sonra doktorun kendilerine, "O kadar küçük ki adeta nefesimi tutarak yaptım ameliyatı" dediğini vurgulayarak, "Doktorumuz bu kadar küçük olmasına rağmen ameliyatın başarılı geçtiğini, bağırsağın az bir bölümünü aldığını söylemişti" dedi. Ameliyatın ardından Dağhan'ın 24 saat içinde dışkı yapmasını beklediklerini anlatan anne Erturhan, şunları söyledi: "Bunu duyduğumuzda sevinelim mi üzülelim mi bilemedik. Yine bir bekleyiş başladı. Yoğun bakımda yanında olamadığımız için bir hemşire hanıma rica ettik, 'Ne olur bize dışkı yapınca haber verin' diye. Ve bir süre sonra bize hemşire hanımdan mesaj geldi. Sadece dışkı yaptığını gösteren bir emojiydi. Bir dışkıya bu kadar mı sevinilir? Havalara uçtuk. Dağhan artık çok sağlıklı, 7 aylık oldu."

BAŞARILI FİNAL


Minik Dağhan'ın ameliyatını gerçekleştiren Çocuk Cerrahı Hakkı İrgil ise "Dağhan doğduğunda 800 gramlık küçücük bir kuzuydu. Ameliyat gerekiyordu ama yaşatmak çok zordu. Sonunda başardık, operasyondan sonra çok uzun süre yoğun bakımda kaldı. Şimdi ise gayet sağlıklı" diye açıklamada bulundu.

İnternet bağımlılığı şizofreniye kadar götürüyor!

Temmuz 30, 2017 0
İnternet bağımlılığı şizofreniye kadar götürüyor!

En Son Sağlık Haberleri

Yeni Asır'da yer alan habere göre Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde görev yapan Psikiyatrist Kuzeymen Balıkçı, internet ve sanal dünyanın çocuklar üzerindeki etkilerini anlattı. Çocuklar için günümüzde sanal dünyanın gerçek yaşamın önüne geçtiğini vurgulayan Balıkçı, dünyanın en büyük sorununun bağımlılık olduğunu, sadece madde bağımlılığının değil sanal bağımlılığın bu tür hastalıklarda en başı çektiğini söyledi.

Balıkçı, "İleriki yıllarda internet bağımlılığı konusunda ciddi sorunlar bizi bekliyor. Risklere daha açık bir dünyada yaşıyoruz. Sokağa çıktığınızda başınıza bir şey gelme ihtimali internette bir şeyle uğraşırken başınıza gelme ihtimalinden daha düşük. İnsanlar yaşamlarını internet üzerinden yürütüyorlar" dedi.

Sanal bağımlılığın gerçek yaşamın önüne geçtiğini belirten psikiyatrist Kuzeymen Balıkçı, bu durumun çocuklarda şizofreniye neden olabileceğine dikkat çekti. Sanaldaki oyunlarla gerçek yaşamdaki risklere kapalı olan çocuğun gelişiminin sorunlu olduğuna dikkat çeken Balıkçı, "Artık cep telefonu kullanımı çocuk yaşa indi. 5 yaşındaki çocuğun bir sürü uygulamayı bildiği ve kullandığını biliyoruz. Büyürken eğer sosyal yaşamın içinde büyürseniz 20-25 yaşında sosyalleşmek ile ilgili sorun yaşamazsınız. Bugün mesela 30-35 yaşındaki insan internet kullansa da bağımlı olmayabilir. Diğer alanları biliyor çünkü. Ama 5 yaşında sanal bir dünya üzerinden büyümeye başlayan bir çocuk için çok risk var.

Gerçek hayatta kaza yaptığınızda başınıza kötü bir şey geleceğini biliyorsunuz ama sanal dünyada araç kullanan bir çocuk kazadan sonra oyunu yeniden başlatabiliyor. Bu problem şizofreni benzeri bir duruma da neden oluyor. Şizofren tamamen mantığı gerçek dünyada değil kendi dünyasında yaşamasıdır. Uzun vadede bu durumlar daha sorunsala dönüşecek, şizofrenik bir durum olarak karşımıza çıkacak"
diye konuştu.

"ÇOCUKLARINIZ SOKAK OYUNLARI OYNASIN"

Aileleri çocukların sosyalleşmeleri gerektiği konusunda uyaran Balıkçı "Çocuğun ihtiyacı olan şey bilgisayar tablet değil, oyun oynamak. Bu oyunu bilgisayardan değil dışarıda oynamalı. Çocuğumu sokağa bıraksam başına bir şey gelir mi kaygısı herkes yaşıyor. Bunda anormallik yok, ama uzun vadede daha büyük bir sorunu görmüyoruz. Çocuğu koruduk sanıyoruz ama fanusun içine koyduğumuz çocuk hiçbir şey yapamıyor hayatta. 10-15 yıl sonra 40 yaşında hiçbir işe yaramayan hiçbir şey yapamayan insanlarla karşılaşacağız. Çocukların büyümesinde risk hep vardı var olacak. Ama büyürken doğru yöntemle büyütmezsek sorunlar bu kez büyünce ortaya çıkacak. Çocuklarınız diğer çocuklarla oyun oynayacak, ebeveynler de çocukları ile oyun oynayacak. Bir çocuk yetiştireceksiniz çocuğunuzu sanalda değil ,gerçek hayatta oyuna yönlendirin. Diğer türlü günü kurtarırsınız, çocuğu kurtaramazsınız" dedi.

Şişen ayaklara nane serinliği

Temmuz 30, 2017 0
Şişen ayaklara nane serinliği

En Son Sağlık Haberleri

Takvim'de yer alan habere göre Ferti- Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü Op. Dr. Seval Taşdemir, anne adaylarına rahat bir seyahat için önerilerde bulunuyor: "Yolculuk sırasında 1.5-2 saatte bir mola verilmeli, molalarda 10-15 dakika yürüyüş yapılmalı. Bu sayede bacaklarda ödem ve toplardamarlarda kan pıhtılaşması ihtimali minimuma indirilir. Emniyet kemerini karnınızın üstünden değil altından geçirin. Şişmiş veya terlemiş ayaklarınız için soğuk su dolu bir leğene birkaç damla nane yağı damlatın. Ağır yemeklerden kaçının..."

‘Alkol’ ile ‘sosyal medya’ bağımlılığının etkileri aynı!

Temmuz 30, 2017 0
‘Alkol’ ile ‘sosyal medya’ bağımlılığının etkileri aynı!

En Son Sağlık Haberleri

HAYATIMIZ ‘SANAL’

Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Psikiyatri Bölümü Başkanı Doç. Dr. Yasin Genç, günümüz dünyasının en popüler bağımlılığı haline dönüşen ‘internet ve sosyal medya bağımlılığı’ hakkında Akşam’dan Bülent Şanlıkan'a konuştu. Yapılan araştırmalara göre alkol bağımlılarıyla internet bağımlılarının beyin elektronik görüntülemelerinde büyük benzerliklerin olduğunu söyleyen Genç, “Teknolojinin ilerlemesiyle elde edilen beyin görüntüleme çalışmalarında bir internet bağımlısıyla alkol bağımlısının beyninde benzer etkileşimlerin olduğunu görülüyor” diye konuştu. Davranışsal bağımlılık konularında araştırmalar yapan Klinik Psikolog Gizem Konuş ise “İnsanlar partnerleri için de artık sosyal medya üzerinden elde ettikleri bulgularla ilişkiyi yaratıyorlar ve ilerletiyorlar. Hangi kafalere gidiyor? Nerede çekin yapmış? Hangi hastaglarda neyi vurgulamaya çalışıyor?” dedi. İşte Genç’in internet ve sosyal medyayla ilgili  çarpıcı açıklamaları:

2000’LERDE ARAŞTIRILIYOR

“Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte öncesinde internet kullanımının yaygınlaşması ardından akıllı telefonların geliştirilmesiyle beraber burada gereğinden fazla vakit geçirmenin insanların hayatını etkilemeye başladığı görüldü. Bir öğrenci ise okul başarısı etkileniyor. İnternette oyun oynarken derslerini aksatıyor, evli ise sosyal ilişkilerini etkiliyor. İlk 2000’li yılların başında ciddi olarak bu sorunlarla ilgilenilmeye başlandı.”

KLİNİK ÇALIŞMALAR


“Psikiyatristler arasında da bu bir denetim, dürtü sorunu mu yoksa başlı başına bir bağımlılık mı? sorusu sorgulanmaya başlandı. İlk tanısal kategoriler sınıflandırmalar 2001 yılında yapıldı. Özellikle teknolojinin çok geliştiği Uzakdoğu ülkelerinde bazı klinik çalışmalar başladı. Hemen yer yaşta internetin giderek hızlı kullanıma girmiş olması aynı zamanda sosyal medya mecralarının yaygınlaşması ile birlikte bu tür bir bağımlılık yayılmaya başladı.”

BAĞIMLILIĞA YOL AÇIYOR


“Hayat aslında bir bağımlılıktır. Herkesin bir şeye bağlantısı olma bir şekilde kendini tanımlama ihtiyacı var. Örneğin kliniğimizde alkol ve uyuşturucu bağımlılarını tedavi ediyoruz. Biz bunlara davranışsal bağımlılıklar diyoruz ille bir maddeye alkole bağımlılık olması gerekmiyor. Bir davranışın gereğinden fazla yapılması  haz vermesi de bir süre sonra  bağımlılık dürtüsüne yol  açtığını görüyoruz.” 

KRİTER GÜNDE 6 SAAT


“İnternet üzerinden oynan oyunlar, kumar, cinsel içerikli konular devamında ise sosyal mecralarda kendisine farklı bir kimlik oluşturmak insanları bir şekilde bu alana çekti. Bu insanlara baktığımızda gerçek hayatta zorlandıklarını görüyoruz.  Sosyal ilişkilerinde oldukça zayıflar. Örneğin bir like aldıklarında ya da bir beğenme olduğunda bu insanların narsist tarafını destekleyen etkileyen büyüten bir keyif haline dönüşüyor. Gerçek hayattaki stres ve gerginlikler teknoloji ile çözmeye başladıkça bir şekilde  bağımlılık oluşuyor. Bunların belli tanı ve kriterleri de oluşmaya başladı. Örneğin maruz kalma dediğimiz olgu hafta 40 saatten fazla internette bulunmak gönde 6 saatten fazla gibi. Eğer kişinin işi gücü bilgisayar internet değilse haz da alıyorsa bu işten daha fazla maruz kalıp istiyorsan bu bir soruna dönüşüyor. Gerçek ihtiyaçlarımızın yerini  bu sanal ihtiyaçlar doyurmaya  başlıyorsa evet ortada bir sorununuz var demektir.”

OKUL BAŞARISINI ETKİLİYOR


“Beynimizde bağımlılık ve haz merkezleri var. Bu merkez bir ödül ya da bir haz alındığında hareket eden bir merkezdir. Gerçek bir ilişkiden keyif almayan bir insan sanal ilişkilerden keyif almaya başlar. Örneğin çocuğun okul başarısı çok başarısız ama sanal oyun oynarken becerisini arttırıp sonra internete ulaşamaz hale geldiğinde yoksunluk semptomları başlıyor. Çökkünlük, gerginlik, sinirlilik tahammülsüzlük gibi.”

AİLESİNE BIÇAK ÇEKEN BİLE VAR


“Hem oyun hem de internet bağımlılığı konusunda ciddi bir artış var. Örneğin okula gitmemek için annesi ve babasıyla kavga edip annesine bıçak çekip hastaneye kaldırdığımız vakalar bile oldu. Bu çocuk oyunda geçirdiği vakitten geri kalmamak için okula gitmek istemiyordu. Çocuk derslerinde başarısızdı. Aile, hadi evladım okula git dediğinde çocuklar çok sert tepkiler verebiliyor. Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla 10 yaşındaki çocukların ellerinde bile artık var.”

BEĞENİLMEK ARZUSU

“Sosyal medyada özellikle beğenilmek arzusunun öne çıktığını görüyoruz. Bazı vakalarda insanların sosyal medyadaki takipçi sayısını birer birer artırarak haz dürtülerini sağlamış oluyor. Takipçi sayısında azalma olduğunda ise büyük bir panik yaşıyorlar. Tamamen sanal bir dünyada sonraki etkileri çok da sıkıcı olacak. Normalde kendini hiç ifade edemeyen insan sanal âlemde çok farklı bir kişiliğe bürünebiliyor. İnsanlar sosyal medya bağımlılığını gizlemeye çalışıyor genelde. Bunu kabullenmekte zorlanıyorlar.”


ŞAŞIRTAN BENZERLİK

“Psikiyatri dünyası davranışsal bağımlılıklar altında araştırıyor. Egzersiz, yeme, içme, pek çok şeyin bağımlılığı olabiliyor. Bilim bunun bir takıntı mı yoksa dürtü kontrol sorunu mu? Ama sonra teknolojinin ilerlemesiyle elde edilen beyin görüntüleme çalışmalarında bir internet bağımlısı ile alkol bağımlısının beyninde benzer etkileşimlerin olduğunu görülüyor. Alkol bağımlılığından kullanılan etiketlenmiş bir ilaç internet bağımlılığı tedavisinde de işe yarıyorsa demek ki oradan bir paralelliğin meydana geldiğini görüyoruz.”  


SOSYAL MEDYA BULGULARI İLİŞKİYİ YÖNLENDİRİYOR

Davranışsal bağımlılık konularında araştırmalar yapan Klinik Psikolog Gizem Konuş: “Klinik ortamda en çok biz ergenlerde sosyal internet bağımlılığını görüyoruz. Toplumun geneline baktığımızda gerek yetişkinlerin gerekse ergenlerin sosyal kimliklerini sosyal medya üzerinden kazandıklarını görüyoruz. İnsanlar partnerleri içinde artık sosyal medya üzerinden elde ettikleri bulgular ile o ilişkiyi yaratıyorlar ve ilerletiyorlar. Hangi kafalere gidiyor? Nerede çekin yapmış? Hangi hastaglarda neyi vurgulamaya çalışıyor? Gibi kriterler üzerinden değerlendirmeler yapılıyor. İlişkilerin çok çabuk tüketilmesinin sebebi de çok çabuk tüketimin olduğu sanal bir mecrada gerçekleşiyor olması diyebilirim. Artık ayrılmak içinde insanlar buluşup bir ayrılık konuşması yapmak yerine ‘takibi bırakarak’ ederek ayrıldıklarını deklere ediyorlar. Bu da sosyal medya bağımlılığının ilişkiye yansımış durumudur. Günlük işlevselliğin bozulduğu nokta bizim normalden saptığımızı gösterir.”

Bölgesel yağlara teknolojik çözüm!..

Temmuz 30, 2017 0
Bölgesel yağlara teknolojik çözüm!..

En Son Sağlık Haberleri

Takvim'de yer alan habere göre birçok kadının ortak derdi olan bölgesel yağlar, geliştirilen son teknoloji ürünü makineler sayesinde yakılıyor.

Medikal Estetik Hekimi Dr. Buket Yıldırım da, cerrahi bir müdahale olmadan yağ hücrelerini yok etmenin mümkün olduğunu belirterek, tamamen soğutmaya dayalı 'Zeltiq' teknolojisine dikkat çekiyor.

"Zeltiq CoolSculpting teknolojisi cilt altındaki yağ hücrelerini hedef alarak etki eder" diyen Dr. Yıldırım, şöyle devam ediyor: "Bu sistem zayıflama değil, vücut biçimlendirme yöntemidir. Ağrısız tedavi kısa sürede etki gösterir."

Pınar Altuğ; Ateşli kadınım

Temmuz 30, 2017 0
Pınar Altuğ çok konuşulacak bir röportaj verdi, kendisini ateşli bulmayanlara "Tam tersi ateşli bir kadınım. Sarışınım, uzun bacaklarım var" diyerek cevap verdi.

Bir döneme damga vuran Çocuklar Duymasın dizisi Kanal D ekranlarında yeniden başlarken, dizinin başrollerinden Pınar Altuğ çok konuşulacak bir röportaj verdi. Kendisini ateşli bulmayanlara "Tam tersi ateşli bir kadınım. Sarışınım, uzun bacaklarım var" diyerek cevap verdi.


"ATEŞLİYİM, UZUN BACAKLI, UZUN BOYLU VE SARIŞINIM"


"Türkiye güzeli de seçildiğiniz halde ateşli değil de evin sevimli kızı gibi algılanıyorsunuz..." sözlerine şöyle yanıt verdi: "Hiç öyle değil. Sen doğru insanlarla konuşmamışsın! Bir kere fiziksel özelliklerim gereği ateşliyim; sarışın, uzun boylu, uzun bacaklıyım... Ama ruhum hiç o seksapeli öne çıkarıp bir yere gelmeye uygun olmadı."


PINAR ALTUĞ: CİNSELLİK OLMADAN HAYAT OLUR MU?


"Cinsellik, hayatın dışında tuttuğunuz bir şey mi?" sorusunda ise Altuğ, "Tam tersi. Cinsellik olmadan hayat olur mu? Asla olmaz. Benim seksapelimi ön plana çıkarıp bununla iş yapmıyor olmam, ruhumun öyle olmadığı anlamına gelmiyor." diyerek iddialı bir cevap verdi.


"LİBİDOM YÜKSEK"


"Yani anne olup 40 yaşı geçtikten sonra bile libidonuz yüksek..." sözlerine ise şöyle yanıt verdi: "Herhalde. İşin o tarafını kullansaydım eğer, oooo... Ama bir şey elde etmek için seksapelimi değil, tatlı dil ve zekâmı kullanırım. Cinsellikle bir şeyleri ele geçirmeye ucuz buluyorum. Bir de mahrem olmayı seviyorum. Eğer kameraların önünde kocamın kucağına oturup öpmediğim için cinsiyetsiz addediliyorsam bundan memnunum."


(Kaynak: Hürriyet)


Şehit polisin meslektaşları, kızını düğününde yalnız bırakmadı

Temmuz 30, 2017 0
Şehit polisin meslektaşları, kızını düğününde yalnız bırakmadı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Gaziantep'te DAEŞ terör örgütüne yönelik hücre evi operasyonunda şehit olan Özel Harekat polisi Hüseyin Cengiz’in kızı Merve Cengiz’in düğünde hüzün ve gurur dolu anlar yaşandı. Kızının düğün tarihine karar veren ancak şehit olan polis Hüseyin Cengiz'in törendeki boşluğunu İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman ve meslektaşları doldurdu.
Şehit babasının arkadaşlarını sosyal medya üzerinden düğününe davet eden Merve Cengiz ve Ufuk Gümüş'ün düğün törenine Osmaniye İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Hamit Çoşkun, Osmaniye Organize Sanayi Bölge Müdürü Hasan Sezer, MHP Osmaniye İl Başkanı Fahri Kuyulu, Merkez İlçe Başkanı Av. Turgay Akıncı, Özel Harekat polisi Hüseyin Cengiz'in silah arkadaşları ve meslektaşları ile çok sayıda davetli katıldı. Osmaniye Polisevi bahçesinde düzenlenen düğün töreninde misafirleri selamlayan çift, Osmaniye İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman’ın elini öptü. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından sema gösterisi yapılarak, ezgi ve ilahiler okundu. Çifte Hasan Şahin Ceylan tarafından Türk bayrağına sarılı Kur'an-ı Kerim hediye edildi. MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli ve MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy da gönderdikleri telgrafla çifti kutladılar.


Merve Cengiz, “Öncelikle düğünümüze katılan herkese teşekkür ediyorum ve saygılarımı sunuyorum. Sosyal medya üzerinden bir çağrı yapmıştım. Allah'ın izniyle babam çok güzel bir yerde, biz onun güzel bir yerde olduğuna inanıyoruz. Vatan sağ olsun diyoruz, başta babam olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Haklarını bize helal etsinler, onlar sayesinde şuan ayakta duruyoruz ve özgürce yaşıyoruz. Rabbim vatanımızı ve bayrağımızı korusun. Çok onurlu, güzel bir şeref, özellikle şehit kızı olmak bundan daha güzel bir duygu olabileceğini düşünmüyorum. Çok eksiğiz ama keşke yanımızda olsaydı demek istemiyorum. Çünkü o bizim yanımızda. Kur'an-ı Kerim’de yer aldığı gibi Allah yolunda ölenlere ölü demeyin, bilakis onlar diridirler. Biz göremiyoruz, babam bizi görüyor, benim için önemli olan buydu” dedi.


Hüzünlü ve buruk olduğunu ifade eden damat Ufuk Gümüş ise, “Yeni evlenen çiftler için en mutlu gün normalde, bizimki buruk. Ama yine de Allah'ın izniyle güzel mutlu bir günümüz. Hüseyin Cengiz, benim babamdan ayrı görmediğim bir insandı, şehit oldu. Biz şehit olmadan önce bir tarih almıştık. Onun söylediği söz bizim için emir hükmündeydi. Allah'ın izniyle düğünümüzü gerçekleştirdik. Hüzün, burukluk var ama davet ettiğimiz sosyal medyadan paylaştığımız bize destek olan herkes buraya geldi. Gelmeyenler de bir şekilde ulaşıp bize tebriklerini ilettiler” şeklinde konuştu.
Şehit olan Özel Harekat polisi Hüseyin Cengiz’in yerine ailenin babası olarak düğüne katıldığını ifade eden Osmaniye İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman, “Tabi bugün şehidimizin emanetinin güzel bir gününde bir aradayız. İnanıyoruz ki şehitler ölmez. Hüseyin şehidimiz bugün burayı görüyor, bizim aramızda. Ben genelde elimi kimseye öptürmem. Ama kızımıza ve oğlumuza öptürdüm. Çünkü babalarını temsilen ben buradayım. Babaları gibi hareket etmek adına elimi öptürdüm. İkisinin de gözlerinden öpüyorum. Hem Ufuk’un hem Merve’nin hayatlarında başarılar diliyorum. İnşallah mutlu bir evlilik geçirirler, bizler de onların mutluluklarıyla mutlu oluruz” dedi.
Konuşmakta zorlanan Zeynep Filiz Cengiz ise, “Düğün gününü kendi kesmişti, bence erkendi, vazgeçecektim. Ama dedik ki onun dediği olsun. Değişik duygular içindeyim. Kızımı veriyorum. Mutluyum, Allah huzurlu mutlu, mesut eylesin. Babaları onlarla, Allah'ımla hep beraber” şeklinde konuştu.
Filiz ailesinin tek erkek evladı olan Aytekin Cengiz de, “Babanın burada olmasını çok isterdim. Fakat buradan daha güzel yerde. Eksiliği çok büyük, doldurulamaz bir boşluk bizim için. Gönlümüzde her zaman en güzel yerde, hüznümüzü bir an bunla bastırıyoruz. İsterdim ki burada benim yerime babam olsun” şeklinde konuştu.

Hırsızlık olaylarına karşı vatandaşlar uyarıldı

Temmuz 30, 2017 0
Hırsızlık olaylarına karşı vatandaşlar uyarıldı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube tarafından yaz aylarında meydana gelen hırsızlık, mobil iletişim dolandırıcılığı ve boğulma olaylarının önlenmesi amacıyla Adnan Menderes Mahallesi sakinlerine yönelik 'Huzur Toplantısı' gerçekleştirdi.

Özel bir Ortaokulda düzenlenen toplantıda özellikle yaz aylarının başlaması ile birlikte Osmaniye halkının yayla ve tatile çıkmalarından dolayı il merkezinde bulunan ikametlerin boş kalması sebebiyle, özellikle hırsızlık olaylarına karşı vatandaşlar uyarıldı.

Toplantıda, ikametlerde meydana gelebilecek hırsızlık olaylarına karşı güvenlik önlemlerinin alınarak, suçlara karşı tedbirli olmaları için vatandaşların alması gereken güvenlik önlemleri hakkında bilgi aktarıldı.

Ayrıca, alınabilecek önlemler kapsamında şu bilgiler verildi: "Bina giriş kapılarının kapalı tutulması, Binalara kamera ve alarm takılması, İkametlerde ihtiyaçtan fazla değerli ziynet eşyası bulundurulmaması, Seyyar satıcı, bohçacı, falcı ve benzeri kişileri kesinlikle ikametlerine almamaları, Bina çevre duvarının yapılmış olması ve birinci ve ikinci katların demir korkuluklu olması, Tanınmayan şahıslara kapıların açılmaması, Evlerden uzun süreli ayrı kalınacağı durumlarda posta kutularının zaman zaman boşaltılmasının sağlanması ve ikametlerinin komşular aracılığı ile zaman zaman kontrol edilmesi, Bahçede ağaç yetiştiriliyor ise kapı ve pencerelerin görünmelerine mani olmayacak şekilde budama yapılması,Kendisini polis, savcı, asker olarak tanıtıp “adınız FETÖ/PDY örgütüne karıştı” şeklinde telefonla arayarak para isteyen şahıslara itibar edilmemesi, havaların çok sıcak olmasından dolayı özellikle Karaçay’da ve sulama kanallarında serinlemek için suya girilmesinin yasak ve çok tehlikeli olduğu, boğulma olaylarında önüne geçilebilmesi amacıyla daha dikkatli ve duyarlı bulunulması, şüpheli şahısların 155 Polis İmdat telefonuna bildirilmesi istenildi."



Toplantı sonunda mahalle sakinlerinin talep ve şikâyetlerini dinlenildi. İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Baz hırsızlık olaylarında alınacak tedbirlerin çok önemli olduğunu, şüpheli bir durumla karşılaşıldığında en kısa sürede 155 polis imdat hattına bildirilmesini,  Mahalle sakinlerine şikâyet ve taleplerin titizlikle değerlendirileceğini, Emniyet Müdürlüğünü ilgilendiren taleplerin değerlendirilerek imkânlar ölçüsünde kısa sürede yerine getirileceğini, diğer kurumlarla ilgili talep ve şikâyetlerin ise yazılı olarak bildirileceğini söyledi.

Toplantıya İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Baz, Şube Müdürleri, TEDAŞ Temsilcisi, Muhtarlar Derneği Başkanı ve Adnan Menderes Mahalle Muhtarı katıldı.

Kablo hırsızı yakayı ele verdi

Temmuz 30, 2017 0
Kablo hırsızı yakayı ele verdi
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde, Devlet Demiryollarına (DDY) ait tünelden kablo çalan şahıs jandarma ekiplerince yakalandı.
Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Burkaçlı köyü Payamlı Mahallesi sınırları içerisinde bulunan Devlet Demiryollarına ait 4 ve 5 nolu tünelin içinde bulunan bakır iletim kablosunun 90 metresinin kesilerek çalındığı ihbarı üzerine bölgeye jandarma ekibi sevk edildi.
Yapılan araştırma ve inceleme sırasında olay yerine yakın bir bölgede elinde çuval ile şüpheli olarak görülen M.K. (30) durduruldu. Şahsın taşıdığı çuval içerisinde olay yerinden çalınan kablolar ele geçirildi. Gözaltına alınarak sorgulanan M.K. bir gün önce yine aynı bölgede meydana gelen haberleşme ve enerji nakil kablosu hırsızlığı olayını da kendisinin yaptığını itiraf etti.
Şahıs ifadesinin alınmasının ardından adliyeye sevk edildi.

28 Temmuz 2017 Cuma

Osmaniye’de atık cam şişeleri geri dönüşümüne kazandırılacak

Temmuz 28, 2017 0
Osmaniye’de atık cam şişeleri geri dönüşümüne kazandırılacak
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye Belediyesi tarafından  atık cam şişelerin geri dönüşüme kazandırılması için şehir merkezine cam şişe toplama kumbaraları yerleştirildi.

Atık cam şişelerin geri dönüşüme kazandırılması için yürütülen çalışma ile Osmaniye Belediyesi yaya trafiğinin yoğun olduğu bir çok cadde ve sokaklara cam şişe toplama kumbarası yerleştirdi.

Osmaniye’nin daha temiz ve yaşanılabilir şehir haline gelmesi için çalışmalar Osmaniye Belediyesi, yerleştirilen kumbaralarda biriken cam şişe ve cam atıklarını belirli zaman aralıklarıyla toplayarak geri dönüşüme kazandırılacak projeyle cam atıklarının çevreye vereceği zararın önüne geçilecek aynı zamanda da geri dönüşüme kazandırılmasıyla ülke ekonomisine katkı sunulmuş olacak.

Cam şişe kumbaraları ileriki süreç içerisinde şehrin belirli noktalarına yerleştirilmeye devam edeceği kaydedildi.

Cam atıklarının doğada bin yılda kaybolduğunu vurgalayan Osmaniye Belediye Başkan Yardımcısı Hacer Burcu Yüceer; “Osmaniye Belediyesi olarak çevreye olan duyarlılığı artırmak ve geri dönüşümü teşvik etmek amacıyla bir çok projemiz var. Bu projelerimiz kapsamında da biz belediye olarak cam şişelerinin, cam atıklarının toplanması ve geri dönüşüme kazandırılması kapsamında bir protokol imzaladık. Cam kumbarasını şehrin çeşitli ve yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgelere yerleştirdik. Bu konuda halkımızın cam atıklarının toplanması ve geri dönüşüm kazandırılması noktasında desteğini ve katılımlarını bekliyoruz.” İfadelerini kullandı.

Ersoy; Türk kültürüne yatırım yapacak milli bir burjuvaziye ihtiyaç var!

Temmuz 28, 2017 0
Ersoy; Türk kültürüne yatırım yapacak milli bir burjuvaziye ihtiyaç var!
HABER TANIK

MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy, TBMM Genel kurulunda üç partinin ortak verdiği önerge üzerine konuştu.

Ersoy, konuşmasının başında meclis başkan vekili Ahmet Aydın’ın yanlışlıkla Milliyetçi Hareket Partisi adına diyeceğine Halkların Demokratik Partisi demesi üzerine “biz Türkiye'de halkların kardeşliğine inanmakla beraber bunların toplamının büyük Türk milleti ailesini oluşturduğuna inanıyoruz. O sebeple partimizin adı Milliyetçi Hareket Partisi. Fikrimiz bu kapsamda herkesi kucaklayan Türk milliyetçiliğidir” cevabını verdi.

Doç. Dr. Ruhi Ersoy, “Yurtdışına Kaçırılan Kültür Varlıklarının Geri İadesi” konusunda üç partinin (MHP, AKP, CHP) ortak verdiği önergeyle ilgili olarak öncelikle milli konularda uzlaşma olmasının önemli olduğunu, meclisin bunu başarması gerektiğini belirtti.

Bir ülkenin tarihi varlıklarının başka ülkelere kaçırılabilmesi için 3 nedenin olması gerektiği belirten Ersoy, bunların 1- O ülkenin savaş şartları içerisinde olması, silahlı çatışmaların yoğun şekilde yaşanması lazım, 2- O ülkenin ekonomisinin iflas etmiş olması gerekir, 3- Tarih bilincinin sığ, tarihî eser bilincinin ise toplumca yaygınlaşmamış olmasıdır dedi.

Üç maddeden sonuncusunun ülkemizi ilgilendirdiğini belirten Ersoy,  Tarih bilinci ve tarih şuuru üzerinden millî şuurun gelişmesi bu eserlere sahip çıkmakla doğru orantılıdır dedi.

Bunun için öncelikle “insan yetiştirmek” önemlidir diyen Ersoy, Türk modernleşme süreci içerisinde Türk sermayesi arasındaki mücadele aslında bir zihniyet mücadelesidir ve Milli Burjuvazisini inşa edemeyen toplumlar bu manada gelişmiş toplum olamazlar dedi.

Örnek olarak Floransalı Medici ailesini gösteren Ersoy, Rönesans’ın içinden Medici ailesini çıkarırsanız geriye bir şey kalmaz dedi.

Ülkemizdeki kazı çalışmalarına sponsor olan şirketlere bakıldığında küresel şirketler, kazı bilgilerine bakıldığında ise Antikçağ dönemlerine ait olduğu görülür, hiçbir küresel şirketin Ön Türk dönemi ile ilgili çalışma yaptığına rast gelmezsiniz diyen Ersoy, bunun için milli bir burjuvazi oluşmalıdır dedi.

Ersoy, ülkemizde son 15-20 yıldır sermayenin el değiştirdiğini, kenarın, taşranın samimi idealist kesiminin merkeze gelerek ekonomiyle tanıştığını, iktidar olup makam edindiklerini fakat milli bir değer üretmede başarılı olamadıklarını dile getirdi. Yeni oluşan sermaye sahiplerinin, makam mevki sahiplerinin evlerinin, arsalarının genişletilmesi, kullandıkları arabaların yenilenmesinin yanında kültür, sanat, edebiyat ve estetiğe dair kafa yormadıkları için en üst ağızdan Cumhurbaşkanının ağzından “kültür ve sanatta iktidar değiliz”  sözünü duymaya devam edeceklerdir dedi.

Ersoy, konu ile ilgili birçok çözüm önerilerinin olduğunu, komisyonun kurulmasıyla hepsinin tartışılacağını söyleyerek, meselenin sadece kültür varlıklarını geri getirme meselesi olmadığını, kültür politikaları ve zihniyet meselesi olduğunu söyledi. Geri iadesi sağlanan tarihi eseri koruyacak müzelerimiz ve insanımız var mı diye soran Ersoy, Kütahya müzesinde yaşanan olayı hatırlattı. Uşak Müzesinde de devletimizin 10 yıl uğraşıp 40 milyon dolar para harcayarak geri iadesini sağladığı Karun Hazinesine ait Denizatı broşu müze müdürünün sahtesini sergileyerek gerçeğini satmasıyla gündeme gelmişti.

Ersoy, Kültür ve Turizm eski bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’ya bu konularda kafa yorduğu için teşekkür etti ve “siyasal anlamda siyasal partiler veyahut da görevler gelip geçebilir ama bir entelektüel müktesebat ve kaygı noktasında ortak zeminde buluşabilme örneklerini sergileyebilmek çok mühimdir” dedi.

Ersoy, konuşmasını geçtiğimiz günlerde vefat yıldönümü olan Prof. Dr. Halil İnalcık’ı anıp onun "Karamsarlık korkaklıktır. Türkiye büyüktür. Bu devletin tarihine yakışır şekilde yaşamalı ve çok çalışmalıyız. Türklerin övünülecek tarihleri vardır ancak tarih bilirseniz "Ne mutlu Türküm diyene." sözünün manasına varırsınız” sözleri ile bitirdi.

Osmaniye İHH’dan İhtiyaç Sahiplerine Kıyafet Yardımı

Temmuz 28, 2017 0
Osmaniye İHH’dan İhtiyaç Sahiplerine Kıyafet Yardımı
HABER TANIK

Kurulduğu günden bugüne yaptığı çalışmalarla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan Osmaniye İHH Derneği çalışmalarına ara vermeden devam ediyor.

Alan el ile veren el arasında köprü olmaya devam eden Osmaniye İHH Derneği ihtiyaç sahiplerine kıyafet dağıtımını gerçekleştiriyor.

Osmaniye İHH Deneği Kadın Kolları Başkanı Ulviye Kazgı, Yardımseverlerin desteğinin her geçen gün arttığını bununda kendilerini mutlu ettiğini belirtti.

Kazgı, “ Osmaniye İHH olarak ihtiyaç sahiplerini kollamak ve korumak bizim görevimiz. Allah razı olsun hayırsever vatandaşlarımız dernek faaliyetlerimizde bizlere destek oluyorlar. Bizlerde bize emanet edileni ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak arada köprü görevi görüyoruz. Şimdiye kadar yaklaşık 250 ihtiyaç sahibine kıyafet yardımında bulunduk. Hedefimiz her ihtiyaç sahibine ulaşabilmek. Bugüne kadar destek olan herkese teşekkür ediyor Allah yardımlarının mükafatını arttırsın diye dua ediyoruz” şeklinde konuştu

Osmaniye’de konutların 28 bin 467'si DASK’lı

Temmuz 28, 2017 0
Osmaniye’de konutların 28 bin 467'si DASK’lı
Osmaniye il merkezinde bulunan 89 bin 670 konuttan sadece 28 bin 467'si Doğal Afet Sigortaları Kurumu(DASK) tarafından sigortalandığını belirten Neva Sigorta Aracılık Hizmetleri DASK Uzmanı Mehtap Şenay Çetinkaya, “maalesef deprem konusunda yeteri kadar önlem alamıyoruz” dedi.

Birinci derece deprem kuşağı bölgesinde olan Osmaniye’de toplamda yüzde 31,74 konutun DASK'lı olması bu konuyu ne kadar önemsediğimizin göstergesidir” diyen Çetinkaya, En son yaşanan Muğla Gökova merkezli depremde yaşananları hatırlamamız gerekir Osmaniye’nin 1.’inci derece deprem kuşağında yer almasına rağmen konut sahiplerinin DASK konusunda duyarsız kaldığını ifade etti.

Çetinkaya sözlerine şöyle devam etti, " Osmaniye 7 şiddetinin üzerinde deprem üretme riski bulunan iller arasında yer alıyor. Buna rağmen konut sahipleri ve vatandaşların depreme karşı duyarsızlığı devam etmekte. Osmaniye’de 89 bin 670 konuttan sadece 28 bin 467 konut sahibi DASK yaptırdı. Deprem riskinin büyük olduğu bir şehirde DASK oranının yüzde 100 olması gerekirken bu oranın yüzde 31,74 'lerde kalması düşündürücüdür." ifadelerini kullandı.


Yakın zamanda büyük depremle sarsılan  Muğla Gökova, merkezli depremin ve Gölcük, Düzce, Yalova depremlerinin unutulmaması gerektiğini ifade eden Çetinkaya, "Depremde yaşanan acıları ve depremden sonra yaşanan sıkıntıları çok çabuk unutmuşuz gibi, Elektrik, su abonelikleri için DASK yaptırmak üzücü bir alışkanlık. Bu alışkanlığı kendimiz ve malımız içinde devam ettirmeliyiz. Yaşadığımız acılardan ders çıkararak evlerimizi, iş yerlerimizi bir an önce DASK yaptırmalıyız." diyerek konut sahiplerini DASK konusunda uyardı.

27 Temmuz 2017 Perşembe

Kesintisiz enerji sağlanabilmesi amacıyla çalışmalar aralıksız sürdürülüyor

Temmuz 27, 2017 0
Kesintisiz enerji sağlanabilmesi amacıyla çalışmalar aralıksız
sürdürülüyor
HABER TANIK

Toroslar EDAŞ'ın, sıcakların etkili olduğu güney ve güneydoğu illerinde önemli bir kesinti yaşanmadan enerji ihtiyacını karşıladığı açıklandı.

Toroslar EDAŞ'tan yapılan açıklamada sürdürülebilir ve kesintisiz enerji sağlanabilmesi amacıyla çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Enerji tüketiminin arttığı yaz aylarında bölgesindeki enerji ihtiyacını karşılayan Toroslar EDAŞ, bakım, onarım ve yatırımların hayata geçmesiyle artan talebe yanıt verdi.

Türkiye'yi etkisi altına alan sıcak havanın etkili olduğu 3 Temmuz'daki elektrik tüketimi saatte 928 bin megavata çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Toroslar EDAŞ bölgesinde yer alan Adana, Osmaniye, Gaziantep, Mersin, Kilis ve Hatay illerinde de tüketim geçen yılın bu dönemine oranla yüzde 30 civarında artış gösterirken sıcak havanın yanı sıra sanayi üretimindeki artış da enerji tüketiminin artmasına neden oldu.

Toroslar EDAŞ, bölgede yaşanabilecek olumsuzluklara karşı son 1 ay içerisinde 62 adet yeni trafo tesisi, 85 adet trafo güç yükseltimi ve 241 adet trafoda bakım işlemi gerçekleştirdi. Temmuz ayının ilk haftalarında sıcaklıklardaki ani artışla birlikte Toroslar EDAŞ'a gelen çağrı sayısı 34 bine yükselmesine rağmen çağrı trafiğinin karşılanmasında herhangi bir sorun yaşanmadı.

Vali Çoşkun’dan şehit ailesine ziyaret

Temmuz 27, 2017 0
Vali Çoşkun’dan şehit ailesine ziyaret
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye Valisi Ömer Faruk Coşkun, 2008 yılında Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Aktütün Köyü yakınlarında bölücü terör örgütü mensupları tarafından yola döşenen mayının patlaması sonucu şehit olan Piyade Uzman Çavuş Bekir Atacan’ın ailesini Merkeze bağlı Nohuttepe Köyündeki evlerinde ziyaret etti.

Şehidi babası Osman Atacan ve annesi Elif Atacan ile bir süre görüşen Vali Ömer Faruk Coşkun, Şehidimize Allah’tan rahmet, ailesi ve yakınlarına da baş sağlığı ve sabır dileklerini iletti.

Vali Coşkun, tüm şehitlerimizin ailelerinin birer emanet olduğunu ifade ederek, “Ne zaman bir sıkıntınız, bir derdiniz olursa her zaman kapım, gönlüm size açıktır. Siz bize emanetsiniz” diye konuştu.

Ziyaret sırasında şehid Atacaniçin Kur’an-ı Kerim okundu. Vali Coşkun, ziyaretinin son bölümünde, Şehit  yakınları olan çocuklara çeşitli hediyeler verdi.

Şehidin ailesi ve yakınları, Vali Coşkun ve beraberindekilere ziyaretleri nedeniyle teşekkür ettiler.

Böbreğinden çıkan 50 parça taş doktorları bile şaşırttı

Temmuz 27, 2017 0
Böbreğinden çıkan 50 parça taş doktorları bile şaşırttı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye’de  uzun süreden bu yana ağrı, ateş ve halsizlik şikayeti Osmaniye Devlet Hastanesi'ne başvuran 52 yaşındaki Mehmet Arslan'ın tek böbreğinden çıkan 50 parça taş doktorları bile şaşırmasına neden oldu.

Yaklaşık 8 yıldır aynı şikayetlerden dolayı rahatsız olan Arslan'ı muayene eden ve sol böbreğin tamamını dolduran taşları tespit eden Üroloji uzmanları Op.Dr. Sinan Karazindiyanoglu ve Op.Dr. Mustafa Kayalı acil ameliyat kararı alarak yaklaşık 2.5 saat süren ameliyatta, aralarında 3 santimden büyük taşlarında bulunduğu irili ufaklı 50 parça, başarılı bir operasyonla çıkartarak sağlığına kavuşturdular.

Dr. Kayalı, 1 santimlik kesi ile küçük bir tüp içerisinden yaklaşık 50 parça taşının, kanama ve başka bir komplikasyon olmadan çıkartıldığını belirterek, hastanın kısa sürede eski sağlığına kavuştuğunu ifade ederek  Günümüzde büyük böbrek taşlarında perkütan nefrolitotominin (PCNL) tüm dünyada önerilen ve tercih edilen yöntem olduğunu kaydetti.



Kayalı, "PCNL cilde yapılan 1 santimlik kesiden tüple böbreğe girilerek yapılan kapalı taş ameliyatı olup, hastalar için çabuk ayağa kalkma ve 1-3 gün yatış süresi ile konforlu bir tedavi şeklidir. PCNL hastanemizde 5 yıldır rutin olarak yapılmakta olup 500 den fazla hastamız opere edilmiştir." dedi.

Osmaniye’de Devlet Hastanesinde, Laparoskopik urolojik ameliyatlar olan nefrektomi 'böbreğin alınması', piyelolitotomi 'böbrekten taşın bütün olarak çıkarılması' ve piyeloplasti yani 'böbrek kanalının darlık ameliyatlarının Op Dr Kaan Gökçen, Op Dr Sinan Karazindiyanoğlu ve Op Dr Murat Kobaner tarafından yaklaşık 5 yıldır 300'un üzerinde hastada basari ile uygulandığı ifade edildi.

Durmuşoğlu; Harem-i Şerif bölgesi bütün Müslümanlarındır

Temmuz 27, 2017 0
Durmuşoğlu; Harem-i Şerif bölgesi bütün Müslümanlarındır
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu, “Harem-i Şerif bölgesi bütün Müslümanlarındır” dedi.

AK Parti Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu,  Harem-i Şerif’te yaşanan hadiselerle ilgili olarak açıklama yaptı.

İsrail’in Harem-i Şerif bölgesindeki uygulamalarını eleştiren ve İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın twitter üzerinden yaptığı açıklamalara tepki gösteren Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinin sadece milletin değil, ümmetin de sesi olduğunu vurguladı.

Durmuşoğlu  “İslam’ın ilk kıblesi ve en mukaddes üç mescidinden birisi olan Harem-i Şerif, İslam’a ait bir mabettir. Bununla birlikte Osmanlı’nın miras bıraktığı tarihi doku ve ortak kültür, sadece Türkiye için değil, dünya için de çok önemlidir. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim bundan 500 yıl önce Mescid-i Aksa’ya girmiştir. Peygamber Efendimizin Mirac’a yükseldiği yer olan Mescid-i Aksa’nın bir ilim merkezi haline gelmesine ve pek çok İslam Alimi yetişmesine vesile olan da yine ecdadımızdır.

Tüm bunlar göz önüne alındığında, herkes şunu çok iyi bilmelidir ki, Harem bölgesinin mahremiyetine saygı duymayan her kim olursa olsun en büyük zararı biz değil, kutsallarımıza el uzatanların kendileri görecektir.

Ortaya atılan sudan bahanelerle Mescid-i Aksa’ya müdahelelerde bulunulmuş ve vicdanları yaralayan sahneler ortaya çıkmıştır. Mescid-i Aksa’nın etrafının İsrail güvenlik güçleri tarafından sarılması, metal dedektörler konması, müslümanların ibadet yerlerine girişlerinin zorlaştırılması ve engellenmesi, en temel insan haklarından olan din ve ibadet özgürlüğünün ihlal edilmesidir ve kesinlikle kabul edilemez.

Mescid-i Aksa’nın korunması, uluslararası boyutuyla Filistin halkı açısından gayet doğal bir haktır. Müslümanların bu noktadan en ufak bir geri adım atması dahi söz konusu olamaz. Mescid-i Aksa İsrail’in mülkü değildir. Mescid-i Aksa başta olmak üzere, Harem-i Şerif bölgesi bütün Müslümanlarındır.

İsrail, sadece uluslararası hukuku değil, insan haklarını da ihlal etmektedir. Kudüs bizim için bir barış şehridir. Kudüs’te barbarlık yapılmasına, tek bir dinin hakimiyet alanına çevrilmesine Kudüs’ün ruhu da müsaade etmez, biz de müsaade etmeyiz.

Vicdanları körelmiş olanlar bu sahneler karşısında susabilir ancak zulme karşı durmak bizim için namus borcudur. Türkiye bu konuda taraftır ve Allah’ın izniyle bu duruşumuz her şartta aynı şekilde devam edecektir.

Kendi yaptıklarını görmezden gelip, pervasızca Mescid-i Aksa’nın bahçesinde Müslüman kanı dökenler, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik de kendilerini ve hadlerini bilmez açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu talihsiz açıklamaların sahipleri bilmelidir ki Filistin halkı yalnız değildir, Mescid-i Aksa yalnız değildir, Harem-i şerif yalnız değildir, Sayın Cumhurbaşkanımız yalnız değildir!

Osmanlı dönemi sona ermiştir diyerek tarihimize saldıranlar, Osmanlı döneminde farklı dinlere mensup cemaatlerin yüzyıllarca barış içinde yaşadıklarını ve ibadetlerini özgürce yerine getirdiklerini unutmuş olmalılar. Osmanlı dönemindeki eşsiz hoşgörü, bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin her karış toprağında inanç ve ibadet özgürlüğü olarak yaşamaya devam etmektedir. Bunu en iyi bilenlerden birisi de Musevi vatandaşlarımızdır ki, bu hoşgörü bize Osmanlı’nın bir mirasıdır. Bu bağlamda bu hadsiz açıklamayı yapanlar aslında en başta Osmanlı’yı takdir etmesi gerekenlerdir.

Yapılan tüm çağrılara rağmen, İsrail’in tavrında ısrar etmesi sebebiyle Harem-i Şerif’te geçtiğimiz hafta Cuma Namazı kılınamamıştır. Yaşananları, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı sıfatıyla kınayan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri sadece milletimizin değil, ümmetin de sesidir.

Harem-i Şerif’in kutsiyetine ve tarihi statüsüne saygı gösterilmesi, diğer tüm ülkeler gibi İsrail için de hukuki bir yükümlülüktür. Müslümanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de şiddetin her türlüsüne karşı durma kararlığını sürdürecek, ancak kutsallarına yapılan saldırılar karşısında da susmayacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi “Kalbimizin bir yarısı Mekke, bir yarısı Medine, üzerinde de bir tül gibi Kudüs vardır, gelin Kudüs'e sahip çıkalım.”

Şu anda geldiğimiz noktada, öncelikle Mescid-i Aksa'nın kapılarına konan metal dedektörlerin kaldırılması, İsrail Dışişleri Bakanlığı resmi twitter hesabından yapılan açıklamaların silinmesi ve son olarak da demir parmaklıkların sökülmesi olumlu bir adımdır. Diğer yandan, Kudüs ulemasının çağrısı bizleri sevindirmiştir.

Filistinli din adamlarının yaptıkları açıklamayı sonuna kadar destekliyor, Gazi Meclis’imizden İsrail’i, Harem-i Şerif’teki haksız uygulamalarının derhal sona erdirilmesi için harekete geçmeye çağırıyor, olaylarda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” ifadelerine yer verdi.

Milletvekili Ersoy, ortak önerge üzerine konuştu

Temmuz 27, 2017 0
Milletvekili Ersoy, ortak önerge üzerine konuştu
TBMM Genel Kurulunda, yurt dışına kaçırılan kültür varlıklarının belirlenerek iadelerinin sağlanması ve mevcut kültür varlıklarının korunması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması kabul gördü.

Araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergeye dört siyasi parti de imza verilirken  ortak önerge üzerinde söz alan MHP Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoy, önerge üzerinde uzlaşma olmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Anadolu'dan giden insanlığın ortak hafızası eserlerin değişik yerlerde sergilendiğini ifade eden Ersoy, bunlarla ilgili çalışma yapacaklarını kaydetti.

Ersoy, "Lizbon'a gemisiyle giden bir Osmanlı ailesi buradan toparladığı tüm objelerle orada müze yapabilmiş. O eserleri Türkiye'ye kazandırabilmek için bir sermayenin 'Ben de onu tekrar buraya getirmek istiyorum' diyebilmesini hayal ediyoruz” dedi.

Arkeoloji ve sanat tarihi anlayışındaki zihniyetin üzerine yeni ilavelerin yapılması gerektiğini altını çizen  Ersoy, arkeoloji müfredatında derli toplu bir bütünlük olmadığını söyledi.

HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, farklı dinlere, etnisiteye mensup halkların ortaya koyduğu birbirinden değerli kültürel mirasın varisleri olarak, bu kültürel mirası koruyup sonraki kuşaklara aktarmada oldukça başarısız bir noktada olduklarını söyledi.

Dora, tarihi ve kültürel eserleri koruma konusunda sınırlı, kesintili ve tepeden inmeci girişimlerin, gerek ilgili devlet kurumları nezdinde ve gerekse halkta nitelikli bir koruma bilinci oluşturamadığını kaydetti.

Bu arada, araştırma komisyonu kurulmasının kabul edilmesinin ardından, TBMM İçtüzük değişikliği teklifinin görüşmelerine geçildi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir vatandaşının mülkiyet hakkı, yaşam hakkı ve Anayasa'dan gelen her türlü hakkının devletin güvencesi altında olduğunu söyledi.

TBMM Genel Kurulunda, siyasi partilerin ortak önergesiyle, yurt dışına kaçırılan kültür varlıklarının belirlenerek iadelerinin sağlanması ve mevcut kültür varlıklarının korunması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması kabul edildi.

Mardin Milletvekili Erol Dora'nın Mardin'deki tarihi ve kültürel yapılarla ilgili konuşması üzerine söz alan Maliye Bakanı Ağbal, Mardin'deki taşınmazların bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı amaçla kullanımını sağlamak üzere, bu konuyla görevli ve yetkili olan Vakıflar Genel Müdürlüğüne bu taşınmazların tasarruflarının bırakılmasının doğru olacağı şeklinde bir değerlendirme yapıldığını ifade etti.

Bu taşınmazların Vakıflar Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçtiğini belirten Ağbal, "Herhangi bir şekilde, Vakıfların mülkiyetinde olan herhangi bir taşınmaza el konulması asla söz konusu değildir." dedi.

Bu taşınmazların bugüne kadar hep köy tüzel kişiliklerinin mülkiyetinde olduğunu dile getiren Ağbal, şöyle devam etti: "Aynı amaçlarla, tarihten bugüne kadar nasıl kullanıldıysa bundan sonra da o köylerde yaşayan vatandaşlarımızın aynı taşınmazları aynı şekilde kullanmalarını sağlamak ve bu konuda da devlet olarak bu taşınmazların bakımını ve idamesini sağlamak üzere gerekli çalışmaları yapmak üzere de Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.

Süryani vatandaşlar da dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir vatandaşının mülkiyet hakkı, yaşam hakkı ve Anayasa'dan gelen her türlü hakkı devletin güvencesi altındadır. Bin yıldır bu topraklarda bütün milletlerin, bütün dinlerin koruyucusu oldu bu millet ve bütün o gördüğünüz yapıları, o ibadet yapılan yerleri de bugüne kadar bu millet taşıdı. Dolayısıyla burada devletin görevinden Lozan Anlaşması çerçevesinde bahsetmenize gerek yok. Lozan anlaşması olsun olmasın bütün ibadethanelerin, ibadet yapılan her yerin güvencesi Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bugüne kadar oradaki bütün yapılar nasıl korunduysa bundan sonra da korunacak. Siz yeter ki bu meselede sanki dışarıdan bir koruma güdüsü içinde bir yaklaşım sergilemeyin."

CHP Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, "Tarih bilinciniz yoksa yaşadığınız coğrafyanın zenginliğini ve eserlerin değerini anlayamazsınız. Bu değerlerimize sahip çıkmak, var olanı korumak ve bir şekilde yurt dışına çıkarılanları da yeniden ülkemize kazandırmak, gelecek nesillerimize olan borcumuzdur." diye konuştu.

Bugüne kadar Türkiye'den kaçırılan eserleri yeniden elde etmek için girişimler olsa da yeteri kadar başarılı olunamadığını belirten Kuyucuoğlu, "Her ülkenin kültürel mirası kendi ulusal kimliğinin belirlenmesinde önemli bir etkendir. Başka ülkelere ait kültür varlıklarını ele geçiren ülkeler, bunları yasal yollarla elde ettiklerini savunmaktadırlar. Bu nedenle, bu varlıkların o ülkelerce nasıl elde edildiklerinin kapsamlı bir şekilde araştırılmasına ihtiyaç vardır." değerlendirmesinde bulundu.

Kuyucuoğlu, kurulacak komisyonunun, bu varlıkların nasıl ve hangi yollarla yurt dışına çıkarıldıklarının tespit edilmesi, ülkeye aidiyetinin kanıtlanması ve olası yeni kaçakçılık olaylarının önlenmesi açısından önemli olduğunu ifade etti.

AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen de son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonuyla, kültür varlıklarının yasa dışı transferinin önlenmesine yönelik faaliyetler ve yurt dışındaki Türkiye kökenli kültür varlıklarının iadesinde sağlanan başarılı sonuçların memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, kültür varlıklarının iadesi konusunda yürüttüğü çalışma ve politikalar konusunda, bugün dünyadaki önemli aktörlerden birisi haline geldiğini belirten İsen, en son Nisan başında, New York Times'a verilen tam sayfa ilanla çok önemli bir kültürel objenin satışının engellendiğini anımsattı.

Türkiye'nin aralarında bulunduğu köken ülkelerin baskıları, uluslararası kuruluşlar ile evrensel kamuoyunun uzun yıllardır sürdürdüğü tepkilerin bir sonucu olarak "Pazar ülkeleri" olarak adlandırılan belli başlı ülkelerin, kendilerini ulusal mevzuatlarında değişikliğe gitme mecburiyetinde hissettiklerini dile getiren İsen, "Bu iş birliğinin ve dayanışmanın tüm ülkeler ve kültürel mirası tahribata uğrayan toplumlar nezdinde devam ettirilmesi, dünya belleğinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından da büyük önem arz etmektedir." dedi.

Yürütme organlarının Türkiye kökenli kültür varlıklarını iade çalışmalarında ihtiyaç duyduğu milli irade desteğinin sağlanmasının, müzakere edilen ülkelerde kamuoyu oluşturulması ve farkındalığın artırılması açısından önemli olduğunu vurgulayan İsen, "Bütün bu nedenlerle Anadolu'nun önemli zenginlikleri olan kültür varlıklarının korunması, Anadolu'dan koparılan kültür varlıklarının ait olduğu ülkeye iadesini teminen Meclis iradesinin gösterilmesi hem ilgili birimleri cesaretlendirecek hem de kamuoyu önünde önemli bir farkındalık yaratacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Başkanlık Divanı oluşturulduktan sonra çalışmalarına başlayacak olan komisyon, 12 üyeden oluşacak. HABER MERKEZİ

İş Kadınları, CGC’yi ziyaret etti

Temmuz 27, 2017 0
İş Kadınları, CGC’yi ziyaret etti
Osmaniye İş Kadınları Derneği (İŞKAD) Başkanı Feride Demir ve Yönetim Kurulu Üyeleri Cebelibereket Gazeteciler Cemiyetini (CGC) ziyaret etti.

CGC Başkanı, Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Cihangir, yaptığı açıklamada, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

İŞKAD’ın kadın istihdamına yönelik yaptığı çalışmalarının kamuoyundan takdirle karşılandığını belirten Cihangir, “İş Kadınları Derneğinin ziyareti ve çalışmaları için teşekkür ediyorum. Toplum için üretime katkı sağlayan her STK’nın yanındayız. Sivil toplum kuruluşları daha aktif görev alarak Osmaniye’nin gelişmesine katkı sağlamak zorundalar. STK’ların sadece kendi uzmanlık alanlarında değil her alanda toplumun gelişmesinde katkı sağlamak mecburiyetindedir. İŞKAD’ın son olarak istihdama yönelik “Aşkınızı çiçekler, açlığınızı simitler anlatsın projesi” kamuoyu tarafında da büyük beğeni ve ilgi gördü” şeklinde konuştu.

Osmaniye İŞKAD Başkanı Feride Demir, basın mensuplarının faaliyetlerinin kamuoyunu duyurulmasında verdiği desteklerden memnun olduklarını belirtti.

Ziyaretin kendileri için önem arz ettiğini ifade eden İŞKAD Başkanı Feride Demir, “Öncelikle 24 Temmuz basın bayramınızı kutluyoruz. İŞKAD’a bugüne kadar verdiğiniz medya desteği için teşekkür ediyorum. Sivil Toplum Kuruluşları yaşadıkları yerlerin doğal ve kültürel güzelliklerini tanıtmak için fedakarlık etmelidir. Çözüme odaklı işbirlikleri yapmalıdır. Derneğimizin amaçları arasında bu konu bizler için önem arz etmektedir. Şehrimizde yaşanan sorunları farkındalık çalışmaları yaparak birlikte çözebiliriz. Özellikle son dönemlerde uyuşturucu batağına düşmüş gençlerimiz için kamu kurum kuruluşları ile STK’lar el ele vermeli ve bu sorunu birlikte çözmeliler” ifadelerini kullandı.

Demir, CGC başkanı Ali Cihangir’e İŞKAD logosunun bulunduğu saat hediye etti. CGC Basın

25 Temmuz 2017 Salı

Liman bağlantı yolu tamamlandı

Temmuz 25, 2017 0
Liman bağlantı yolu tamamlandı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkan Vekili Şerif Tosyalı, OSB'yi Erzin Limanına bağlayan bağlantı yolunun tamamlandığını söyledi.
Ayrıca yapımı devam eden Tosyalı, 7.40 MWp gücündeki Solar Park Projesi çalışmasını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi alarak 'Projenin tamamlanmasıyla OSB kendi enerjisini kendi üretecek" dedi.
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Yatırım Programında yer alan ve toplam 11,6 kilometre uzunluğunda olan Bölünmüş Yol (BY) standardındaki yolun 25 Haziran 2015 tarihinde ihalesinin yapıldığı ve proje bedelinin ise 35 Milyon Lira olduğu, tamamlanan liman bağlantı yolu ile sanayicinin limanlar üzerinden yapacağı ticaretin artacağı ve sanayi bölgesinin bu sayede daha da genişleyip büyüyeceği ifade edildi.

Süt Hijyeni Kursu Açıldı

Temmuz 25, 2017 0
Süt Hijyeni Kursu Açıldı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye Süt Üreticileri Birliği, Halk Eğitim Merkezi ve Osmaniye İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü işbirliğinde Süt Hijyeni Kursu Süt Üreticileri Birliği toplantı salonunda 25 kursiyerin katılımı ile açıldı.

Açılışa İl Osmaniye İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü İbrahim Sağlam, Gıda ve Yem Şube Müdürü F.Özgül Var, Süt Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Evcimen, kursiyerler katıldı.

Onuncu Kalkınma Planı Sağlıklı Yaşam ve Hareketlilik Programı Eylem Planı kapsamında Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı sorumluluğunda yürütülmekte olan "Gıda Güvenirliğinin Artırılması Bileşeni" çerçevesinde, birincil üretim dahil, gıda arz zincirinde yer alan üreticilerin gıda güvenilirliğine dair bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve farkındalık oluşturulması çalışmaları gerçekleştirildi.



Açılışta konuşan İl Müdürü Sağlam, "10. Kalkınma Planının 2017 yılı 'Sağlıklı Yaşam ve Hareketlilik Programı' kapsamında eğitim ve yayım faaliyetleri olarak planlanan Merkez ilçede 2. Osmaniye'de ise 5. süt hijyeni eğitimi için toplanmış bulunmaktayız. 25 kişilik katılımcıya 3 gün boyunca toplam 24 saat uygulamalı ve teorik olarak verilecek eğitim sonunda gerçekleştirilecek sınav sonucunda başarılı olan kursiyerlerimize sertifika tanzim edilecektir" diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Eğitimin amacı sütün toplanması, depolanması ve nakliyesinde çalışan kişilerin; sütte temel hijyen kurallarını uygulama yeterliliklerine sahip olmalarını ve bilinçlenmelerini sağlamaktır. Sütün uygun ortamda elde edilip işlenerek bu mükemmelliğini koruması başta süt üreticilerimizin bina, ekipman ve kişisel hijyen konularında göstereceği hassasiyete bağlıdır. Bilinçli üreticiler olarak sizler bu eğitimde alacağınız bilgilerle uluslararası standartlara uygun yüksek kalitede süt üretmelisiniz. Osmaniye Süt Üreticileri Birliği ve Halk Eğitim Merkezi ile ortaklaşa olarak düzenlediğimiz bu eğitimde katkısı olanlara teşekkür ediyorum"

Osmaniye İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Gıda ve Yem Şubesinde görevli Yüksek Gıda Mühendisi Onur Tenekeci ve Veteriner Hekimi Ahmet Öztekin tarafından verilecek olan eğitimlerde, ilgili mevzuat, genel ve özel hijyen kuralları, sütte bozulmaya neden olan faktörler, çiğ süt kriterleri, çiğ sütün taşınmasında dikkat edilecek hususlar, toplama merkezleri, numune alma ve kontroller, uygunsuzluk durumunda yapılacak İşlemler, tehlike analizi ve kritik kontrol noktaları (Haccp) gibi hususlar anlatılacak.

Bahçe'de Hibe Destekli Fidelerden İlk Mahsul Alındı

Temmuz 25, 2017 0
Bahçe'de Hibe Destekli Fidelerden İlk Mahsul Alındı
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL

Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde, Sebze Üretimini Geliştirme Projesi kapsamında yüzde 50 hibe destekli olarak çiftçiye dağıtılan fidelerden ilk mahsullerini verdi.

Bahçe Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü teknik personelleri tarafından ilçeye bağlı köylerde sebze üretimini geliştirme projesi çerçevesinde tesis edilen bahçeler düzenli olarak kontrol edilerek sebze yetiştiriciliği ile ilgili olarak çiftçilere teknik destek sağlandı. Bu kapsamda İlçede Arıklıkaş Köyünde, 80 dekarı Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden alınan sebze fideleri ve buna ek olarak kendisinin temin ettiği fidelerle oluşturulan 70 dekarlık bahçe tesisi olmak üzere toplamda 150 dekar büyüklüğündeki Mehmet Uncu'ya ait sebze bahçesi, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Refik Müftüoğlu ve teknik personellerce ziyaret gerçekleştirildi.


İlçe Müdürü Müftüoğlu sebze üreticilerinin, iklim şartlarının da uygun geçmesi durumunda bu projeden 900 bin ile 1 milyon lira tutarında gelir elde etmelerinin beklendiğini kaydetti. Müftüoğlu, "Sebze Üretimini Geliştirme Projemiz kapsamında ilçemiz köylerinde açıkta sebze yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak, üreticilerimizin verimli çeşitlerle, bilinçli ve tekniğine uygun olarak daha karlı yetiştiricilik yapmalarını sağlamak için, 2017 yılı dikim sezonunda 24 çiftçimize, 211 bin 200 adet domates, biber ve patlıcan fidesi dağıtılmıştır. Dağıtılan fidelerin 103 bin 200 adedi domates, 86.750 adedi biber ve 20 bin 250 adedi de patlıcan fidesi olup, bu fidelerle İlçemizde 200 dekar sebze bahçe tesisi kurdurulmuştur. 100 bin lira proje bedelli sebze üretimini geliştirme projemizin yüzde 50'si İl Özel İdare Müdürlüğü destekli olarak çiftçilerimize hibe olarak verilmiştir” şeklinde konuştu.

Zorkunspor sezon hazırlıklarını sürdürüyor (Görüntülü Haber)

Temmuz 25, 2017 0
HABER TANIK / ALİ YİĞİT

Osmaniye Amatör Lig takımlarından Zorkunspor  2017-2018 sezon hazırlık gerçekleştirdiği 3 idmanla sürdürüyor.
Yeni Sezon Hazırlıkları haftada gerçekleştirdiği  3 idmanlar sürdüren Zorkunspor Altyapı Sorumlularından Müslüm Balko idaresinde gerçekleştirdi.
Hasanbey Tesislerinde gerçekleştirilen  idman Düz koşu ile başladı.  İdman açma germe hakaretleriyle devam etti.
Top kontrole ve adam geçme çalışmasının ardından dar alanda pas çalışması gerçekletirdi. Takım halinde yapılan çalışmalarda kaybeden takımı koşu ile cezalandırılırken Şut çalışması ile son bulan idmanda hata vuruşları tekrarlayan sporcular şınav ile cezalandırıldı.
Neşeli geçen idmandan sporcuların azmi ve istekli oluşu gözden kaçmadı.






"Sosyal Uyum ve Gençlik Katılımı” projesi

Temmuz 25, 2017 0
"Sosyal Uyum ve Gençlik Katılımı” projesi
HABER TANIK / RESUL ÖZDİL
Osmaniye Gençlik Merkezi üyesi Türk ve Suriyeli gençler,  "Sosyal Uyum ve Gençlik Katılımı” projesi kapsamında Gaziantep Gazikent Gençlik Merkezi üyesi Türk ve Suriyeli gençleri misafir etti.
Gençlik ve Spor Bakanlığının UNICEF ile işbirliği içerisinde Osmaniye ile birlikte Suriyeli muhacirlerin yoğun olarak bulunduğu toplam 20 ilde uygulanan illerde Gençlik Merkezleri üzerinden yürütülen “Sosyal Uyum ve Gençlik Katılımı” projesinde “Ver Elini Kardeşim” sloganı ile gençlerin ensar ve muhacir kavramlarını önemini kavrama ve sosyal hayatı birlikte yaşama, paylaşma bilinci kazanmaları amaçlanıyor.
Yaklaşık bir yıldan beri yürütülen proje kapsamında Osmaniye Gençlik Merkezi üyesi Türk ve Suriyeli gençler, Gaziantep Gazikent Gençlik Merkezi üyesi Türk ve Suriyeli gençleri misafir ettiler.
Aslantaş Doğa Kampında gerçekleşen buluşmada gençler yeşil ile mavinin buluştuğu doğal güzellikler içerisinde kamp aktiviteleri, doğa yürüyüşü, çeşitli oyun ve aktivitelerin yanı sıra Aslantaş Açık Hava Müzesi ile Karatepe Kilim Evi’ni ziyaret ettiler.
Program sonunda tüm gençler, topluca şehitler, devlet, mazlum milletler, Kudüs ve Filistin için okunan Kur’an-ı Kerim sonrası dua ettiler.



 

24 Temmuz 2017 Pazartesi

Osmaniye Uçak Bileti

Temmuz 24, 2017 0
Osmaniye Uçak Bileti
Türk Hava Yolları Yetkili Acentesi olan  Osmaniye Uçak Bileti Kastabala Turizm yurtiçi ve yurtdışı uçak bileti ihtiyaçlarınızı anında karşılıyor.   7 X 24 bilet temin edebileceğiniz Kastabala Turizm Türk Hava Yolları yanı sıra Pegasus, Onur Air, Sun Exspress, Atlasjet, Anadolujet yetkili acentesi olarak alternatifli uçabilme olanağı sunuyor. yurtdışı uçuşları içinde bilet ihtiyacınızı kolayca temin edebileceğiniz
Kastabala Turizm’e 
Tel / Fax: 0328 401 00 00

Gsm: 0 506 586 12 12

Mail: info@kastabalaturizm.com

http://www.kastabalaturizm.com

telefonlardan rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Konumu ve değeri bakımından önemli illerden biri olan Osmaniye ili ziyaret edilmesi gereken illerin başında gelir. Osmaniye ili için Osmaniye uçak bileti ni sitemizden tedarik ederek bu güzel şehre ziyaret için gidebilirsiniz.

Osmaniye ili, ipek yolu gibi stratejik önemi büyük bir yere sahiptir. İpek yolu ilin değerine değer katan en önemli yerlerinden biridir. Tarih açısından Osmaniye ili pek çok uygarlıkların hüküm sürdüğü illerden biridir. Bölgede, Hitit, Roma ve Pers İmparatorluklarının önemli etkileri görülür. Daha sonraki dönemlerde bölgeye Türklerde akın ederek bu bölgede Türk hakimiyetinin etkili olması sağlanmıştır. 1071 Malazgirt savaşından sonra bölge Türk toprakları sınırlarına girmiştir. 1996 yılında ise bağımsız il olma hakkını kazanmıştır.

Osmaniye Yöresel Lezzetleri

Yöresel lezzetler olarak oldukça zengin içeriğe sahip olan ilde zevkle yiyebileceğiniz pek çok tada rastlayabilirsiniz. Osmaniye tatlarını yerinde yemek için ucuz Osmaniye uçak bileti  ni sitemizden kolaylıkla alabilir ya da ayırtabilirsiniz. Osmaniye lezzetleri;

  • Tarhana çorbası

  • Tarhana yapımı

  • Turunç Ekşisi

  • Nar Ekşisi

  • Toğça

  • Mahluta Çorbası

  • Ekşili Köfte

  • Bayram Kömbesi

  • Yağlı ballı

  • Çökelikli börek

  • Zorkuntava

  • Patlıcan pilav

  • Yoğurtlu kömbe

  • Osmaniye malata çorbası

  • Sultan dolması

  • Lepe


Osmaniye Gezilecek Yerler

  • Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi

  • Kastabala Antik Kenti

  • Osmaniye Kent Müzesi

  • Sabun Cayi Şelaleleri

  • Kırmıtlı Kuş Cenneti

  • Torakkale Kalesi

  • Karaçay şelalesi

  • Berke Barajı

  • Ala Camii


Osmaniye Havalimanı

Osmaniye ilinde henüz havalimanı bulunmamaktadır. Şimdilik Osmaniye iline yolculuk yapmak için En yakın olan Adana Havalimanı ve Gaziantep Havalimanı üzerinden yolculuklarınızı yapabilirsiniz. Bu nedenle en ucuz Osmaniye uçak bileti için sitemizden diğer illere uçak bileti alabilirsiniz.

Adana Havalimanı

Adana Şakirpaşa Havalimanı, Çukurova’da hizmet gören havalimanımızdır. Şehrin merkezine yakın mesafede bulunmaktadır. Ulaşım taksi ya da toplu taşıma araçlarıyla yapılmaktadır.

Gaziantep Havalimanı

Gaziantep Oğuzeli Havalimanı, Oğuzeli ilçe sınırları içinde yer almaktadır. Şehir merkezine 20 km kadar mesafededir. Liman 1976 yılında hizmete girip 2006 yılı içinde yenilenme sürecine girmiştir. Şehrin merkezine ulaşım belediye ye ait toplu taşıma otobüslerinden yararlanabilirsiniz.

Canan Karatay'dan bir uyarı daha geldi!

Temmuz 24, 2017 0
Canan Karatay'dan bir uyarı daha geldi!

En Son Sağlık Haberleri

Star Haber'e konuşan İç hastalıkları Uzmanı Canan Karatay, anne babalara seslenip şu uyarıda bulundu:

"Çocuklar elinde kızartmayla doğmadı. O kızartmaya siz alıştırdınız. Alıştırmayın. Kızardığı zaman trans yağlar meydana geliyor bu bir. Bir de ketçap bağımlılık yapıyor. Patatesi sevmiyorlar, ketçaptaki bağımlılık maddesini seviyorlar, farkında değiller. Eğer patates lezzetliyse neden ketçap döküyorlar, oturup patatesi yesinler. Ama kızartma kesinlikle olmaz."

Patatesi sağlıklı yemenin mümkün olduğunu anlatan Karatay, "Bizim patates salatımız vardır. Haşlanıp yapılabilir buğulama yapılabilir. Ama kızartıp üstüne de ketçap döküp yerseniz o tehlikeli" dedi.

Karatay, içindeki yüksek miktardaki gluten ve nişastaya dikkat çekerek, şeker hastaları ve  gluten hassasiyeti bulunanların patates tüketmemesi gerektiğini kaydetti.

Balık-ceviz yiyin beyninizi bitirmeyin!

Temmuz 24, 2017 0
Balık-ceviz yiyin beyninizi bitirmeyin!

En Son Sağlık Haberleri

Takvim'de yer alan habere göre beyin sağlığını korumak için tüketilen besinlere dikkat edilmesi gerekiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Hale Gökmen, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de inmenin sık görülen bir hastalık olduğunu ve hastaların bazen hayat boyu yatağa bağlı kalabildiğini belirterek, şunları söylüyor: "İnme, hasta ve hasta yakınları açısından uzun yılları kapsayan sonuçları olabilen bir hastalık. Dünyada her yıl 6 kişiden biri inme geçiriyor. Ülkemizde ise ölüm nedenleri arasında koroner kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alıyor. İnme dışında sık görülen beyin hastalıkları demans, baş ağrıları, Parkinson hastalığı ve MS." Kişinin genetik bir yatkınlığı varsa inme gibi hastalıkların tamamen önlenemeyebileceğini ifade eden Dr. Hale Gökmen, beslenmenin beyin sağlığını korumadaki önemini şöyle anlatıyor: "Beyin sağlığı açısından en önemli faktör özellikle de beyin damar tıkanıklıkları ve demansta, beslenme ve hastanın yaşam şekli. Akdeniz tipi diyet ile beslenenlerde daha az Alzheimer hastalığı görüldüğü kanıtlandı. Bu tabii daha az hayvani yağ, daha fazla zeytinyağlı yemekler, balıktan zengin bir diyet demek. Balık, fındık, ceviz gibi yemişlerin ve Omega 3, folik asitten zengin beslenmenin demansı azalttığı gösterilmiş. Beslenmenin yanında egzersiz de beyin damar hastalıkları ve demanstan koruyor. Hatta başlangıç evresindeki Alzheimer hastalarının egzersizden ciddi şekilde faydalandığı biliniyor."

ZARAR GÖREN HÜCRELER YENİDEN OLUŞMUYOR


"Beyin hücreleri zarar gördükten sonra geriye dönüş neredeyse imkansız" diyen Dr. Hale Gökmen, şu uyarıda bulunuyor: "Travma, beyin damar tıkanıklığı ya da demans nedeni ile kaybedilen beyin dokusu yeniden oluşmadığından nörolojik hastalıklar ağır hasar bırakabiliyor ve bu noktada tedavi mümkün olmuyor. Bu hasarlar oluşmadan önce beynimizi koruyabilmek önemli. Çünkü ister demans ister inme gibi damar tıkanıklığı ya da hipertansiyona bağlı beyin kanaması olsun, birçok nörolojik hastalık aslında koruyucu tedaviler ve kişinin hayat tarzını değiştirmesi ile bir ölçüde önlenebiliyor."

Horlamaya aparatlı çözüm

Temmuz 24, 2017 0
Horlamaya aparatlı çözüm

En Son Sağlık Haberleri

Takvim'de yer alan habere göre Diş Hekimi ve Ortodonti Uzmanı Dr. Dt. Hakan Dönmez kişiye özel hazırladıkları horlama aparatları ile bu soruna çözüm bulduklarını söylüyor. Uyku apnesi (uyurken tıkanma, geçici olarak nefes alamama) ve horlama tedavisi için birçok yöntem kullanıldığını anlatan Dr. Dönmez, çeşitli cerrahi yöntemlerin dışında en basit ve kolay uygulanacak yöntemlerden birinin ağız içinde kullanılan, dişlik tabir edilen aparatlar olduğunu belirtiyor.

Dr. Dönmez, diş hekiminin kişiye özel hazırladığı, gece yatmadan ağız içine takılan aparatlarla alt çenenin öne alınmasının sağlandığını, dil kökünün öne gelerek hava yolunun açıldığını ifade ediyor.

Yaşam kaynağı suyu bol bol için

Temmuz 24, 2017 0
Yaşam kaynağı suyu bol bol için

En Son Sağlık Haberleri

Akşam'dan Nil Şahin Gürhan'ın yazısı...

SUSAMADAN SU İÇELİM 

Yaşam kaynağımız su canlılığımızın devamı ve metabolizmamızın çalışması için en temel maddelerden biridir. Yemek yerken ağzımıza aldığımız ilk lokmadan itibaren çiğneme başladığında tükürük yapısındaki su göreve başlar ve sindirim sisteminde çözücü olarak görev alır. Vücut ısımızın dengelenmesi suyla sağlanır. Kanımızın yüzde 90’ı sudur dolayısıyla kan dolaşımında suyun hayati önemi vardır. Zararlı atıkların vücudumuzdan atmak için de suya ihtiyacımız vardır, idrarımızın yüzde 97’si sudan oluşur. Kısacası her zaman her koşulda vücudumuzun sürekli suya ihtiyacı vardır. Normal şartlarda kanımızda sodyum konsatrasyonunun artması durumunda su içme ihtiyacı oluşur ve susama hissi başlar. Kanda sodyum konsantrasyonunun yüzde 1 oranında artması bile susamayı başlatır. Susamak beyindeki hipotalamus tarafından kontrol edilir. Ancak yoğun stres, aşırı çay kahve tüketimi, hareketsiz yaşam ve su içmeme alışkanlığı gibi birtakım faktörler susama hissini gölgeleyerek yeterli su tüketimini engelleyebilir. Ayrıca hastalık durumunda susama azalır. Bebekler ve yaşlılarda da yeterli ölçüde susama olmayabilir. Metabolizmamızın sağlıklı ve dengeli çalışması için her gün en az 1.5 litre su içmeliyiz. Özel durumlarda, soğuk algınlıkları, zehirlenme, enfeksiyon gibi sağlık problemleri yaşadığımızda, zayıflama diyetlerinde, sıcak havalarda, spor yaptığımızda, çok çay kahve tükettiğimizde, ağır yemekler yediğimizde vücudumuzun su ihtiyacı artar. O zamanlarda 2- 3 litre hatta kişisel farklılıklara bağlı olarak 4 litre bile su tüketmeniz gerekebilir. Susamayı beklemeden bol bol su içmeliyiz. Ancak aşırı zorlayıp mide bulantısı raddesine getirip sudan nefret etmemek şartıyla. Özellikle emziren annelerin su tüketimi çok daha önemli, yeterli su içmezse yeterli sütü olamaz.

DENGELİ OLMALI 

Ayran, taze sıkılmış meyve suları, az şekerli limonata, açık bitki çayları su kaybını destekleyecek içeceklerdir.  Taze sebze ve meyvelerin yapısındaki su da su ihtiyacını destekler. Ne kadar çok mevsim meyvesi ve sebzesi yersek vücudumuzun su dengesi o kadar iyi sağlanır. Vücudumuzda alınan ve atılan su dengeli olmalıdır. Vücudumuzda su kaybı idrarla, nefes ve terleme yoluyla olur. Yaz aylarında sıcak havalarda terlemeyle su kaybı daha çok olur. Yoğun egzersiz ve enerji kaybında, zayıflama diyetlerinde de su kaybı çoktur. Bu durumlarda daha fazla su içerek su dengesini sağlıklı ölçülere getirebiliriz. Ancak fazla su alır ve bu suyu yeterince atamazsak ödem oluşur. Kaybettiğimiz kadar su tüketmezsek de yetersiz suya bağlı dehidratasyon dediğimiz su kaybı gelişir. Vücudumuz, sahip olduğu suyun yüzde 1-2’sini kaybetmeye başladığında performansta azalma görülür. Aşırı su atımı, diyare (ishal), aşırı kusma ve şiddetli yanıklarla meydana gelebilir. Su kaybı devam ettikçe sağlık durumu daha da kötüleşir. Vücudumuzdaki suyun yüzde 20’sinin kaybı ise ölümle sonuçlanır. Hassas su dengesini bozmamak için susamadan su içme alışkanlığı kazanılmalıdır. Çünkü susuzluk hissi vücuttan bir miktar su kaybedildikten sonra oluşur. Susuzluğun olumsuz etkilerinden korunmak adına gün içinde sosyal ve yaşam koşullarımıza göre ayarlayarak bizi rahatsız etmeyecek şekilde sık sık su içmeliyiz. 

NİL ŞAHİN GÜRHAN / AKŞAM

Abur cuburlar kabızlığa neden oluyor!

Temmuz 24, 2017 0
Abur cuburlar kabızlığa neden oluyor!

En Son Sağlık Haberleri

Akşam'da yer alan habere göre Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu “Genel olarak kabızlık obeziteyle beraber gider. Obezite de çağımızın hastalığıdır. Daha çok katı gıdalar ve atıştırmalıklar obezite ile beraber kabızlığa da yol açar” açıklamasında bulundu.

Bebeğe en uygun mamanın verilmesi gerektiğini belirten ve rutin mamalarla kabızlık sorunu yaşanıyorsa, doktoruyla konuşarak proteini yarı hidrolize veya tam hidrolize bir mamaya geçilebileceğini vurgulayan Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu “Süt çocukluğu döneminde kabızlığın en sık sebebi inek sütü alerjisidir. Mamayla beslenen çocuklarda daha sık olmakla beraber anne sütüyle beslenenlerde de inek sütü alerjisi görüyoruz. Eğer ek gıdaya başlanmış bebek ise kayısı, siyah erik ve mevsimine göre zeytinyağlı sebze tüketilebilir.

Bamya kabızlığı çözmede oldukça önemlidir. 6-9 ay arasında brokoli, kabak, kereviz, bezelye 9-10 aydan sonra ise baklagillerden fasulye nohut ve mercimek tüketilebilir”
dedi.

Bol hareket etmenin ve su tüketmenin kabızlığı önlediğini söyleyen Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu “Makatta çatlak yaparsa çocuk canı acıdığından hiç kaka yapmak istemez ve bu da dışkı birikmesine sebep olabilir. Bağırsak boşalması iyi olmadığından karında şişkinlik, gaz çıkarma ve karın ağrısına, ileri dönemde de obeziteye neden olabilir. Ya da küçük çocuklarda yemeği reddetmeye sebep olabilir” şeklinde konuştu.

Acilen incelmek mi istiyorsunuz?

Temmuz 24, 2017 0
Acilen incelmek mi istiyorsunuz?

En Son Kadınca Haberleri

Akşam'dan Prof. Dr. Reha Yavuzer'in yazısı...

Deri altı yağ dokusu, vücutta yüzeyel ve derin tabakalar olmak üzere iki alanda toplanmıştır. Yüzeyel tabaka, birbirinden ayrılmış küçük yağ paketlerinden oluşur. Derin yağ tabakası ise daha gevşek bantlarla birbirinden ayrılmış gevşek bir tabakadır. Erkek ve kadınlarda yağ dağılımı farklılık gösterir. Kadınlarda daha çok uyluk üst dış ve iç kısımlarında, kalça ve gövdede; erkeklerde ise genellikle gövdede ve karın bölgesinde yağ toplanır. Ancak cinsiyet dışında, ırksal ve yaşa bağlı olarak da yağ birikim bölgeleri değişkenlik gösterebilir. Yaşlandıkça deri altındaki yağ oranı azalırken karın içi yağ depolanması artış gösterir. Ergenlik döneminde spor ve dengeli beslenme ileriki yıllarda yağ oranı düzgün bir bedene sahip olabilmemiz için çok önemli. Çocukluk çağından itibaren doğru beslenme alışkanlıkları ve düzenli egzersiz hayatımızın bir parçası olmalı.

Yağ Aldırma Ameliyatları: Yağ dokusunun alınması işlemi liposuction'dır. Liposuction işlemleri dünyada en sık yapılan ülkemizde de 3. sıklıkta yapılan estetik cerrahi işlemidir. Günümüzde bu işlem daha çok lazer lipoliz veya ultrasonik lipoliz olarak gerçekleştirilir. Temel olarak vücudun hemen her bölgesine uygulanabilen yağ alma işlemi bayanlarda en sık karın, kalça ve uyluklar ve diz bölgelerine; erkeklerde ise en sık bel ve karın bölgeleriyle meme bölgelerine uygulanır. Ayrıca kol, ayak bilekleri, boyun ve ense, yüz liposuction uygulanabilen diğer alanlardır. Liposuction sonrası yağ alınan bölgenin tamamen incelmesi 6 aylık bir zamanı alır. İşlem sonrasında da alınan miktara ve derinin gevşeklik durumuna göre 2 hafta ile 6 hafta arasında korse kullanılması gerekir. Yağ alma ameliyatları dört mevsim yapılır. Ameliyattan sonra rahatlıkla mayo giyebilmek için yaklaşık bir aylık zaman ihtiyaç var. Bu süre alınan miktar arttıkça uzar. Bu nedenle ameliyat için kış ayları yaza göre daha çok tercih edilir. Korse kullanımı da kış aylarında çok daha kolay olur.

YAĞ ALMA AMELİYATI

Liposuction işlemi hangi teknik kullanılırsa kullanılsın özünde bir kilo verme işlemi değildir. Bu işlemde hedef, bölgesel fazlalıklardır. Genel olarak kilo sorunu olan bireylere uygulanılması istenen sonuçlara ulaşılması açısından yeterli değil. Aşırı kilolu bireyler öncelikle yeme alışkanlıklarında ve yaşam tarzında değişiklikler yapmalı. Bunlar diyet ve egzersiz programlarıyla desteklenmeli ve kişinin baş edemediği bölgeler liposuction açısından değerlendirilmeli. Aslında, bu işlemde amaç, vücut konturunu değiştirmek. Hedef ince bir birey yaratmak değil; bir bütün içerisinde bedenin alt ve üst kısmının birbirleriyle dengeli görünmesini sağlamak ve vücut şeklinin genel görüntüsünü bozan bölgesel fazlalıkların tüm beden göz önünde tutularak uygun miktarda azaltılmasıdır. Tıbbi açıdan şeker hasatlığında yağ dokusunun azaltılması kan şeker kontrolünde faydalı gibi gözükür. Bu amaçla kilolu bireylerde estetik beklenti olmaksızın tıbbi açıdan liposuction işlemi yapılabilir. Ancak aşırı alınacak yağ miktarının olası komplikasyonların ihtimalini arttıracağı ve işlem sonrasında içerisi boşaltılmış olan derinin daha sarkık bir görüntüyle sonlanacağı akılda tutulmalı.

Yağ Aldırma Ameliyatları İşlemi

Anestezi: Genel, lokal veya sedasyon (miktara bağlı olarak)

Ameliyatın süresi: 1-3 saat.

Hastanede kalma süresi: Sıfır veya bir gece. Refakatçi gerekebilir.

Ameliyat sonrası: İşlem yapılan bölgelerde morluk ve şişlik olur. Bu dönemde liposuction korseleri kullandırılır.
İyileşme: 1-2 gün içinde hafif işler; 3-4 gün sonra işe dönme; 1 ay boyunca ağır spor; 1 ay sonra her şey serbest

Kesin sonuç: 4-8 ay

Ne zaman yaptırabiliriz?: Her mevsim yaptırılabilir ancak sonbahar ve kış daha çok tercih edilmelidir.

Dikkat edilecekler: Ameliyattan sonraki bir ay içerisinde güneşlenmek, solariuma girmek önerilmez

PROF. DR. REHA YAVUZER / AKŞAM

Ege Maviliklerinde Gençleşin!

Temmuz 24, 2017 0
Ege Maviliklerinde Gençleşin!

Ege Maviliklerinde Gençleşin!


Ege’ye “uygarlığın doğduğu topraklar” demek yanlış olmaz. Binlerce yıllık kültürün beşiği olan Ege toprakları, kuzeyinden güneyine kadar birbirinden farklı kültürel ve turistik seyahat ve tatil turu seçenekleri sunuyor.

Çanakkale’de Şehitlik ziyaretinden Bodrum’da gulet gezisine, Ayvalık’ta nefis balık yemekleri yemekten Bozcaada’da üzüm bağları arasında gezmeye kadar sayısız seçenek 2017 Ege turu fırsatları ile sizleri bekliyor.

Birbirinden güzel kumsallar, el değmemiş koylar ve bükler, doğanın en güzel renklerini bulabileceğiniz Ege turları, aynı zamanda geçmiş tarihlerin derin izlerini taşıyor.

Yunanlardan Mısırlılara, Rumlardan Romalılara ve son olarak Türklere kadar pek çok büyük kültürün şekillendirdiği Ege toprakları, sayısız gezilecek yerlere, antik kalıntıya, tapınağa, geleneğe ve göreneğe ev sahipliği yapıyor.

Ege Turları

Kuzey Ege’nin Sakin Güzelliği


2017’de Ege’de tatil turu olarak tercih edebileceğiniz sayısız seçenek bulunuyor. Kuzey ya da güney Ege turları ve Ege Akdeniz turu fırsatları, yaz aylarınıza keyif katacak.

Dilerseniz Kuzey Ege’nin sakin topraklarında Kazdağları’ndangelen bol oksijen eşliğinde Assos, Troya turunda bu bölgeleri gezip Gökçeada ve Bozcaada turlarında Rum köylerinde konaklayıp şarap bağlarını dolaşabilirsiniz. Dilerseniz Çanakkale’de Şehitlik’i gezipÇanakkale Savaşı’nı kazandıran tabyalarda bir tur atabilirsiniz.

Kuzey Ege turu bunlarla sınırlı değil; özellikle Sarımsaklı plajıyla ünlü Ayvalık ve Cunda son dönemi en popüler seyahat destinasyonlarından biri. Nefis balık lokantaları ve sevimli köy manzaraları eşliğinde Şeytan Sofrası’ndan manzaraya bakıp damla sakızı kokan sokaklarda keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.

Foça’dan Kuşadası’na, Çeşme’den Selçuk’a kadar pek çok muhteşem bölgesiyle İzmir, Ege denince akla gelen ilk şehirlerden biri.

Alaçatı’da Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürürken hayranlığınızı gizleyemeyecek, Urla’da asırlık zeytin ağaçlarının gölgesinde tarihi zeytinyağı fabrikalarını gezme fırsatı bulacaksınız.

Çok eski zamanlardan beri her türlü söylencede adı geçen Foça ise balıkçı kayıklarının arasından esen mutlu havasıyla sizi gençleştirecek. Hıristiyanların kutsal kabul ettiği ve hac merkezi olarak ziyaret ettikleri Efes’te ise Meryem Ana Evi’ni ve Efes Harabeleri’ni görebilirsiniz.

İzmir Turları

En Güzel Tatil Yerleri


Datça, Bodrum, Marmaris, Göcek gibi birbirinden ünlü tatil bölgeleriise Güney Ege turlarındaki seçenekleriniz arasında yer alıyor.

Bembeyaz evleri ile dünya çapında popüler olan Bodrum, gündüz birbirinden güzel bükleri, akşamları ise hız kesmeyen gece hayatıyla en gözde tatil turlarından biri.

Marmaris ise koyları, berrak denizi ve harika kumsallarıyla tekne turları arasında en çok tercih edilen güzergahlardan biri.

İzmir Turları

Ege’nin güzellikleri anlatmakla bitmez. Her kilometrede birbirinden farklı güzelliklerin tadını çıkarabileceğini Ege turları hem kültür turu, hem mavi yolculuk hem de plaj keyfini bir arada sunuyor. Kuzey Ege turları, Ege Akdeniz turları ve Güney Ege turlarıarasından dilediğinizi seçin ve unutulmaz bir tatile hazırlanın!

Yurtiçi tur seçenekleri arasında en uygun tatil fiyatlarını bulabileceğiniz Ege turlarında tatil rehberiniz eşliğinde binlerce yıllık bir yolculuğa çıkabilir, denizin ve güneşin en güzel halinin keyfini sürebilirsiniz.


Adres: MUSA ŞAHİN BULVARI NO:206 PTT KARŞISI PETROL OFİSİ YANI OSMANİYE

Tel / Fax: 0328 401 00 00

Gsm: 0 506 586 12 12


Mail: info@kastabalaturizm.com


Adana Demirspor - Osmaniyespor Fk ile hazırlık maçı yapacak

Temmuz 24, 2017 0
Adana Demirspor - Osmaniyespor Fk ile hazırlık maçı yapacak
TFF 1. Lig takımlarından Adana Demirspor, yeni sezon hazırlıklarını bu sabah yaptığı antrenmanla sürdürdü.

Yeni sezon hazırlıklarına Bolu'da yapılan ikinci etap kampı ile devam eden Adana Demirspor, sabah antrenmanıyla hazırlıklarını sürdürdü. Teknik Direktör Giray Bulak yönetiminde 1 saat 45 dakika süren antrenman ısınma ve koşu ile başladı. Kondisyon hareketleriyle devam eden antrenman, oyun çalışması ile son buldu.



Adana Demirspor'un hazırlık maçı programı belli oldu. Mavi-lacivertlilerin hazırlık maçlarının programı şöyle:

25 Temmuz Salı Adana Demirspor - Pas Gianna

28 Temmuz Çarşamba Adana Demirspor - Eyüpspor

30 Temmuz Perşembe Adana Demirspor - Giresunspor

1 Ağustos Salı Adana Demirspor - Osmaniyespor Fk

2 Ağustos Çarşamba Adana Demirspor - Boluspor



1940 yılında, 2. Dünya Savaşı'nın yaşandığı zamanlarda, silah altında bulunan askerlerin dışında kalan gençleri, sivil savunma ve spora yöneltmek amacıyla 'Sivill Savunma Mükellefiyeti' adı altında çıkan kanun sonucunda 'Kamu ve Özel Sektörde 500 Kişiden Fazla Eleman Çalıştıran Kuruluşların Spor Kulübü Kurmaları Mecburiyeti' neticesinde, 21 Aralık 1940 tarihinde, o zamanın Devlet Demiryolları 6. İşletme Müdürü Eşref Demirağ tarafından Adana Demirspor Kulübü kurulmuş, resmi tescilini bir hafta sonra 28 Aralık 1940 tarihinde almıştır.

BRANŞLAR

Adana Demİrspor Kulübü'nün ilk faalıyet gösterdiği branşlar Atletizm, Bisiklet, Güreş, Yüzme, Sutopu ve Futbol'dur. Daha sonra bu branşlara Basketbol ve Voleybol dalları da eklenmiştir.

ATLETİZM

1940-1952 yılları arasında mahalli olarak bölgesel faaliyet gösteren Atletizm branşı, 1953-1954 sezonunda en parlak dönemini yaşamıştır. O dönemde Yıldıray Pagda, Atilla Binöz, Yavuz Pagda, Turgay Renklıkurt Adana Demırspor Atletizm Takımının ismini Türkıye'ye duyurmuştur. Yıllarca ferdi ve takım halinde şampiyonluklar kazanan takım, yüksek öğrenim görmelerı dolayısıyla Adana'dan ayrılmış; faaliyetler 1980 yılına kadar duraklama devrine girmiştir. 1980 yılından sonra, Bölge Atletızm Antrenörü Hasan Tekin Adana Demirspor'da kuvvetli bır takım oluşturmuş ve 5 yıl boyunca şampiyonlukları kimseye kaptırmamışlardır.

BİSİKLET

Adana Bisiklet Ajanı ve Antrenör Ahmet Ecesoy'un yoğun çabalarıyla Ertugrul Arlı, Ahmet Avcılar, İbrahım Gönül ve Erol Berk gibi sporcular Milli takıma yükselme başarısı göstermişler ancak 1983 yılında Ahmet Ecesoy'un vefat etmesiyle bu branştaki faaliyetler son bulmuştur.

GÜREŞ

1956 yılında dönemin yöneticileri Sevket Kapulu ve Fevzi Özşahin'in kulüp lokalıne kurdukları minderle, bu spora ilk adım atılmış ve Çukurova'da Çayır Güresçisi olarak faaliyetlerde bulunan gençleri toplayarak mindere getirmişlerdir. Bu gençler daha sonraları Milli Takıma kadar yükselme başarısı göstermişlerdir.

1968 yılından sonra güreş faaliyetleri yavaş yavaş azalmış ve ardından sona ermiştir. 1981'de Ökkeş Koşkun'un bu branşı yeniden canlandırmak istese de bu çabalar pek sonuç vermemiştir.

BASKETBOL

Adana Demirspor Kulübü'nde Basketbol denilince akla ilk gelen isimler Alaettin Atsal ve Demiray Sayılır'dır. 1968 yılında Bu iki spor adamının büyük çabaları sonucu Türkiye liglerinde oynama şansı yakalanmıştır. Daha sonra Ökkes Koşkun'un katılmasıyla 1969-1970 sezonunda Anadolu Kupası'nda şampiyon olarak ikinci ligde oynama şansı elde edilmiştir. 1972-1973 yılında zorlu geçen müsabakaların ardından Adana Demirspor, Türkiye Basketbol 1. Ligi'ne çıkmıstır. Basketbol Şubesi 2003 yılında tekrar açılarak Deplasmanlı Bölgesel Lig'de bir süre mücadele etmiştir.

VOLEYBOL

1967-1972 yılları arasında Bölgesel Lig'de üst üste şampiyon olan Adana Demirspor Voleybol Takımı daha sonra ilerleme olmadığından bu faaliyete son vermiştir.

YÜZME-SUTOPU

1938 yılında Adana Belediye Başkanı Turhan Cemal Beriker ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Rıza Salih Saray'ın girişimleri ile Adana'da Türkiye'nin en modern yüzme havuzunun yapılması için karar verilmiştir. Havuzun açılışı ile birlikte 1942 yılından itibaren Bölge Karması adı altında yarışlara iştirak eden Adana Demirspor Kulübü Yüzme ve Sutopu Takımı Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük Sutopu oyuncusu, takımın ağabeyi, örnek sporcu Muharrem Gülergin önderliğinde 17 yıl hiç yenilmeden, 22 yılda da tek mağlubiyet alarak toplamda 29 defa Türkiye Şampiyonu olmuştur. Takım İstanbul ve tüm Türkiye'de Yenilmez Armada olarak anılmıştır. Adana Demirspor Kulübü, Adana'nın sulama kanallarında yüzme ögrenip, daha sonra havuzun açılması ile Milli Takım forması giyen 40'a yakın efsane sporcuyu bünyesinde barındırmıştır. Bu sporcular yüzmenin her branşında ve her mesafede sayısız Türkiye rekorları kırmışlardır. Manş Deniz'ini birçok ülkenin sporcusu defalarca yüzerek geçmiştir. Ancak rekor Adana Demirsporlu Erdal Acet'indir. Manş'ı ilk kez hem de tüm zamanların en iyi derecesi ile geçen Erdal Acet ayrıca 5 kez Uluslararası İstanbul Maratonu'nu kazanmıştır. Adana Demirspor'un havuzlardaki başarısını dönemin Federasyon Başkanı Fehiman Akdağ şu sözlerle dile getiriyor: "Başlarında Muharrem Gülergin gibi müstesna yaradılışta bir ağabeyleri bulunduğu ve böylesine severek çalıştıkları sürece, Demirspor'u havuzlarda alt etmek mümkün değildir." Adana Demirspor Kulübü'nün Yenilmez Armadası'nın bu başarısı Türk Yüzme ve Sutopu tarihine altın harflerle yazılmıştır.

FUTBOL

Adana'nın ilk spor kulüplerı sayılan İdmanyurdu, Torosspor ve Seyhanspor dışında, yine müessese takımı olan Milli Mensucat ve Demirspor gibi ligi oluşturan takımların katılımı ile ' Çukurova Ligi' meydana gelmiştir. Zamanla Mersin İdmanyurdunun da katılımı ile bölgesel kimlik kazanan bu ligte Adana Demirspor 1942 yılından 1953 yılına kadar aralıksız şampiyon olarak Türkiye Finalleri'ne katılmaya hak kazanmıştır.

1947 yılında  Ankara'da yapılan final karşılaşmalarında Ankara Demirspor ve Fenerbahçe'nin ardından Türkiye 3'üncüsü olma başarısı göstermiştir.1951 yılında, Balıkesir'de yapılan final karşılaşmalarında Beşiktaş ve Altay'ın ardından yine Türkiye 3'üncüsü olmuştur.

1953-54 futbol sezonunda Adana Demirspor Türkiye Şampiyonası Finali'nde Ankara Hacettepe takımı'nı Selami Tekkazancı'nın (Füze) golüyle 1-0 yenerek Türkiye şampiyonu olmayı başarmıştır.

1959 yılında Türkiye Profesyonel Ligi'nin kurulmasını takip eden 2'nci sezonda, Anadolu'nun ilk takımı olarak 1960-61 sezonunda Ankara,İstanbul, İzmır takımlarıyla mücadele etmiştir. Futbol federasyonunun garip bir kararı sonucu Adana Demirspor Ankara takımı statüsüne alınmış ve iç saha maçlarını Ankarada oynamak zorunda kalmıştır. Böylece tüm maçlarını Ankara, Istanbul, Izmır 'de oynamak durumunda kalan Adana Demırspor aynı yıl lige veda etmiştir.

1963-64 Sezonunda Türkıye 2. Liginin kurulması ile otomatikmen lige dahıl olmustur. 9 yıl 1.Lige çıkma mücadelesi veren Adana Demırspor nihayet 1972-73 sezonunda Muharrem Gülergin ve Nuri Sengezer'in yönetiminde Adana'da Uşak Spor'u , Fatih Terim Ve Bektaş Yurttaş'ın golleri Ile 2-0 yenerek bu amacına ulaşmıştır.

1977-78 futbol sezonunda Türkıye Kupası'nda Trabzonspor ile final oynayan Adana Demirspor yine aynı sezon Başbakanlık Kupası'nda finali oynamıştır. Lig tarihindeki en iyi derecesı 1981-82 sezonunda Hacı Döner'in kulüp başkanlığı ve Coşkun Özarı'nın teknık direktörlüğünde 6.lıktır.

1983-84 sezonuna kadar aralıksız 11 yıllık 1. Lig serüveninden sonra 3 yıl Türkıye 2. Ligi A grubunda şampiyonluk mücadelesi veren Demirspor, 1986-87 yılında Adem Atılgan'nın başkanlığı , Ali Hoşfikirer'in teknık direktörlüğünde amacına ulaşmıştır.

1989-90 sezonunda küme düştükten sonra ertesı yıl Selahattın Çolak'ın kulüp başkanlığı ve Ali Hoşfikirer'in teknık direktörlüğünde yeniden1.Lige yükselmiştir. Aynı sezon küme düşen Adana Demirspor, 1993-94 futbol sezonunda Metin Türel'in idaresınde yenıden 1. Lige yükselmiştir.

1995-99 yılları arasında 2. ligde Mücadele eden Demirspor, 1999 yılında tarihinde ilk kez 3. Lige düşmüştür.

2001 yılında Aytaç Durak'ın kulüp başkanlığı ve Ercan Albay'ın yönetiminde 2. Lig B kategorisi'ne yükselmiş , 2002 yılında aynı ekiple Denizli'de yapılan ekstra Play- Off müsabakalarını şampiyon bitirerek 2. Lig A kategorisine yükselmiştir. 2004 yılından itibaren 2. Lig B kategorısınde mücadelesine devam etmektedır.

2003-04 sezonunda TFF 1. Lig'de oynayan Adana Demirspor Kulübü, Ligi 33 puanla 16. sırada tamamlamış, 2003-04 sezonu sonunda TFF 2. Lig'e düşmüştür.

2004-05 sezonunda TFF 2. Lig C grubunda oynayan Adana Demirspor Kulübü, grubu 48 puanla 5. sırada tamamlamıştır.

2005-06 sezonunda TFF 2. Lig 2. Klasman grubunda oynayan Adana Demirspor Kulübü, grubu 23 puanla 3. sırada tamamlamıştır.

2006-07 sezonunda TFF 2. Lig 5. Klasman grubunda oynayan Adana Demirspor Kulübü, grubu 34 puanla 1. sırada tamamlamış ve yükselme grubuna çıkmıştır. Yükselme grubunu 31 puanla 3. sırada tamamlayıp, ekstra play-off müsabakalarına katılmak zorunda kalmıştır. 22 Mayıs 2007 tarihinde Bursa'da elemelere katılmış, Alanyaspor veKardemir Karabükspor'u eleyerek finale çıkmış, finalde Giresunspor'a 5-1 yenilerek TFF 1. Lig'e yükselememiştir.

2007-08 sezonunda TFF 2. Lig 2. Klasman grubunda oynayan Adana Demirspor Kulübü, grubu 40 puanla 1. sırada tamamlamış ve yükselme grubuna çıkmıştır. Yükselme grubunu 33 puanla 3. sırada tamamlayıp, ekstra play-off müsabakalarına katılmak zorunda kalmıştır. İskenderun Demir Çelikspor'u 1-0 ve Çankırı Belediyespor'u 3-0 yenerek finale çıkmış, finalde son dakika golüyle Güngören Belediyespor'a 1-0 yenilerek TFF 1. Lig'e yükselememiştir.

2007-08 sezonunda ekstra play-off final müsabakası sonunda, Aytaç Durak önderliğinde yıllardır gelmeyen başarılar ve Mustafa Tuncel başkanlığında üst üste 2 sezon finalde elenmenin stresi ile maç sonunda, sezon boyunca Adana Demirspor Kulübü'ne büyük destek veren taraftarlar, Aytaç Durak aleyhinde hoş olmayan sloganlar atmış ve neticedeAytaç Durak kulüpten desteğini çektiğini kırgınlıkla açıklamıştır. 2008 yılı yaz aylarında sürekli ertelenen ve Mavi Şimşekler ile başkan Mustafa Tuncel arasında sert tartışmaların yaşandığı kongreler neticesinde Mehmet Gökoğlu başkan seçilmiştir. Kayyumun bile tartışıldığı bu dönemde kulübü kaostan çıkaran Mehmet Gökoğlu görevi devraldıktan sonra, zor günlerinde Adana Demirspor Kulübü'ne verdiği destekten ötürü Aytaç Durak'a teşekkür etmiş, yaşanan olaylardan dolayı üzüntülü olduğunu ve kötü tezahüratı önlemekte kararlı olduklarını belirtmiştir.

2008-09 sezonuna başkan Mehmet Gökoğlu ve teknik direktör Metin Yıldız ile başlayan Adana Demirspor Kulübü, 25'ten fazla futbolcuyu takımdan göndermiş ve yepyeni bir takım oluşturmuştur. Takım kademe ve klasman gruplarında başarısız olarak TFF 2. Lig'te devam etmiştir.

2009-10 sezonunda Başkan Bekir Çınar ve teknik direktör Hüseyin Özcan ile klasman grubu birincisi olarak çıktıkları play-offlarda ilk turda Tavşanlı Linyitspor'a yenilerek elenmişlerdir.

2010-11 sezonunda Başkan Mustafa Tuncel ve teknik direktör Ali Güneş ile yine klasman grubundan yükseldikleri play-offlarda ilk turda Yeni Malatyaspor'u penaltılarla eleyip ikinci turda Bandırmaspor'a elenerek TFF 2.Lig'te kalmaya devam etmiştir.

2011-2012 sezonu sonunda oynanan play off finalinde Fethiyespor'u 2-1 yenerek 1. Lig'e yükselmiştir.

2012-2013 sezonunda 1.Lig'de mücadele etmiş ve 7.olmasına rağmen 1461 Trabzon'un durumundan dolayı Play-Off'a kalmıştır.

2013-2014 sezonuna Mustafa Tuncel'in başkanlığıyla sezona başlayan Adana Demirspor, Başkan Tuncel'in Olağanüstü Genel Kurul Kararı ile seçime gitmiştir.Yapılan Kongrede tek listeyle seçime giren Selahattin Aydoğdu Adana Demirspor Kulübünün başkanı olmuştur.

2015-2016 Kulübümüzün olağan genel kurulunda, 407 delegenin bulunduğu kongreye tek aday olarak katılan Sedat Sözlü, oy çokluğuyla başkanlığa getirilmiştir.